Güneş tepeye çıkmıştı, sıcak yakıyordu. Kelepçeli adam güneşe baktı: "Namaz vaktidir" dedi. Etrafa göz gezdirdi. Bir ırmakçık buldu. Jandarmalara döndü:
"Müsaade edin şu pınardan abdest alıp namazımı kılayım. Ondan sonra yola devam edebiliriz."
"Olmaz!" diye kestirip attı esmer jandarma:"Akşam inmeden karakola varmalıyız."
"Hiç değilse farzını eda edeyim..."
"Olmaz dedik ya, kaza edersin."
"Bütün mesele kelepçeyse..."Bağlı ellerini gözlerinin hizasına kaldırdı:
"Bismillah"dedi. Bileklerini şöyle bir gerdi. Kelepçenin kilidi "çıt " etti, kelepçe ayaklarının dibine düştü.
"Alın kelepçenizi, namazdan sonra tekrar takarsınız. Merak etmeyin kilidi bozulmadı."
(Arka Kapak)