Kemal Tahir'in Sohbetleri

İsmet Bozdağ

Kemal Tahir'in Sohbetleri Sözleri ve Alıntıları

Kemal Tahir'in Sohbetleri sözleri ve alıntılarını, Kemal Tahir'in Sohbetleri kitap alıntılarını, Kemal Tahir'in Sohbetleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Batı romanı neye dayanır?.. Drama mı?.. Batıda dram nereden kaynaklanıyor?.. Sınıf çatışmasından, sınıf içindeki insanın yalnızlığından... Benim toplumumda sınıf var mı?.. Yok... Sınıf olmayınca, çatışması da yok... Toplumda görünen tabakalaşmalar sınıf değil; uyuşmazlıklar, çatışma değil... Ayrıca benim insanım, toplumda yalnız da kalmıyor... O halde ben romanda Batının anladığı dram dışında bir dram anlayışına varmam gerekir. Belki Batının kişi dramına karşılık, ben toplumun dramını işlersem, kendi romanımı vereceğim..."
Sayfa 111 - Emre Yayınları, 1995, 2. Baskı, Batı Bize Benzemez, 21 Mart 1968Kitabı okudu
27 Mayıs, sence, tarihin gelişim süreci içinde hangi bülümü düğümlüyor?.. Durdu, düşündü; uzun uzun yüzüme baktıktan sonra: - Nereden çıktı bu soru arkadaş?.. Bu, can alacak bir soru!.. Şaşkınlığımıza bak ki, bunu ben de kendime sormamışım!.. Şimdi düşünüyorum: ister olumlu yanından bir gelişimi belirlesin, ister olumsuz yandan bir ilerlemeye işaret taşı olsun: süreç, Tanzimat'tan başlıyor. Çünkü Tanzimat, Osmanlı düzeninin tasfiyesi, Avıupa düzenini topluma yerleştirmek girişimidir. 'Genç Osmanlılar' bu türküyü çağırırlar, 'Jön Türkler' bu türküyü söyler... ·Yani, senin anlayacağın, 'Devlet elden gidiyor, aman çare?' diyenler, bula bula Batılılaşmayı çare bulmuşlar. Birinci Meşmtiyet, ikinci Meşrutiyet, Mithat Paşa'lar, Namık Kemal'ler, Ziya Paşa'lar, İttihatçı akıldaneleri, taa Mustafa Kemal Paşa'ya kadar, Türk okumuşu ve aydını, kerameti Batı düzeninde gördü... Halk katılmıyordu bu görüşe... Bu yüzden yöneten-yönetilen ikilemi çıktı ortaya... Buna Halk-aydın çatışması da diyebilirsin... Tanzimatla başlayan süreç, hiç bir değişiklik göstermeden, imparatorluğun batılılaşması olarak Cumhuriyete kadar geldi dayandı.
Sayfa 22
Reklam
Osmanlı İmparatorluğunun haksız ve geri yanı, kendisini çeşitli nedenlerle savunamayıp çökmekten kurtaramamasıdır. Yenmeler, nasıl savunmayı gereksiz kılarsa, yenilmeler de, haklı olma hakkını yitirirler.
Sayfa 212 - Emre Yayınları, 1995, 2. Baskı, Kemal Tahir'den NotlarKitabı okudu
Roman kişisi, çoğu zaman hem kendisini, hem de çevresindeki insanları sıkıştırır, tedirgin eder, kendi dramlarından başka birşey bilmez; duymaz, görmez. Bunu karşılarındakine de ister istemez kabul ettirir. (Sanat eserinde tecrübe işte budur.)
Sayfa 201 - Emre Yayınları, 1995, 2. Baskı, Kemal Tahir'den Notlar, * 336Kitabı okudu
Yabancılaşmak, Batı insanının ruhunda taşıdığı korkunç hastalıktır. Batı insanı kendisini, kendi kişisel dramına kolayca hapseder. Kendi çizdiği tebeşir çizgisine mahkumdur. Bunu anlatan Batı romanında insan dramı bu temele dayanır. Oysa Türk insanı, toplumun gerçekten ayrılmaz parçasıdır. Deli olmadıkça, kendisini, yakın çevresinden kesinlikle ayıramaz. Ne kadar derin ve büyük yalnızlık duyarsa duysun, çevresindeki insanların ilgisinden uzak olamaz. Bu hal o kadar olağan, o kadar alışılmıştır ki, ciğerlerine hava alıp boşaltması kadar doğaldır. Kendisini toplumun dışında duymayan insan güçlü olur. Bu yalnız kalamayan insanın da dramı vardır ama, bu dram Batılı insanın yalnızlıktan gelen insan dışı müthiş dramına benzemez. Bir başka dramdır. Türk romancısı derinliğine inceleyip açıklamakla bütün Doğulu insanların dramını işlemiş ve dünya insanlık dramına çok önemli bir parçayı, öteki yarım parçayı eklemiş olacaktır. Buradaki eklenti o kadar büyüktür ki artık burada, katkıdan bile söz edilemez. Buradaki olay, kayıp yarı parçanın bulunup yerine koyulmasıdır.
Sayfa 185 - Emre Yayınları, 1995, 2. Baskı, Kemal Tahir'den Notlar, *98-99-100Kitabı okudu
Batı, 16'cı yüzyıldan bu yana, "iman toplumu" olmaktan kurtulmuş, '"akıl toplumu" haline gelmişti. Oysa Avrupa dışın­daki bütün ülkeler, bilhassa Osmanlı, hâlâ "iman toplumu" sürecini yaşıyorlardı.
Sayfa 11
Reklam
434 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.