Kemalizm

Atilla Yayla

Quotes

See All
Düşünce ve ifade özgürlüğü genelde sandığımızdan çok daha geniş bir alanı kapsar. Düşünce özgürlüğü temel bir özgürlüktür. Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı yerde toplumsal gelişme gerçekleşmez. Bununla bağlantılı olarak vurgulamması gereken bir şey, medeni toplumlarda din özgürlüğünün olması gerekliliğidir. Din özgürlüğü, devletin dinler karşısında tamamen tarafsız olmasını veya maksimum anlam- da tarafsız olmasını gerektirir. Dindarların negatif ayrımcılığa tabi tutulmamasını gerektirir. Dinin gerektirdiği şeyleri yerine getirmenin serbest olmasını icap ettirir. İnançları yaşamak, dışa vurmak,yaymaya çalışmak, kültürel hayat ve eğitim yoluyla aktarmak da din özgürlüğü kapsamında düşünülmesi gereken şeylerdir.
Atatürk'ü bizim adımıza her şeyi düşünmüş ve karara bağlanmış bir tarihi figür olarak takdim etmek, yanlış olmasına ilaveten bu ülkenin insanlarını aşağılayıcı bir tavırdır. Tanrı bütün insanları akıl sahibi varlıklar olarak yaratmaktadır. Her insan başta kendi kişiliği ve hayatıyla ilgili ve sonra başka konularda olmak üzere aklını kullanma, düşünme, muhakeme etme, iyiyi kötüden ayırma, karar verme ve uygulama gücüne sahiptir.Bir başka insanın bizim adımıza düşündüğünü ve her şeyi yanılmaz şekilde bildiğini ve belirlediğini ve dolayısıyla bizim bize ihtiyacımızın kalmadığını kabul etmek, Kant'ın deyişiyle,o kişi dışındaki herkesi "aydınlanmamış, vesayet altında kişiler" olarak kabul etmektir.
Reklam
Bir ülkede demokrasinin tekniklerini teşvik etmek o ülkeyi demokrasi yapmaya yetmiyor.Bir ülkede demokrasinin yerieşebilmesi için mutlaka liberal değerlerin yerleşmiş olması, yaygınlaşmış olması gerekiyor. Bu gerçek açısından bakıldığında Türkiye'nin, Türkiye demokrasisinin temel problemüıin ne olduğunu galiba çok rahat teşhis edebiliriz. Demokrasi tartışmalarında ihmal edilen bir diğer konu da piyasa ekonomisi ile, özel mülkiyet,demokrasi arasındaki kopartılamaz ilişkidir. Sözü uzatmaya gerek yok. Dünya tarihi piyasa ekonomisi adını verdiğimiz sisteme veya buna yakın bir sisteme sahip olmayan tek bir demokrasi görmemiştir. Piyasa ekonomisi elbette demokrasinin yeterli şartı değildir. Ama gerekli şartıdır. Bir yerde piyasa ekonomisinin olması demokrasiyi garanti etmez. Ama olmaması demokrasinin olmayacağını garanti eder.Bu çerçevede de özel mülkiyete bilhassa dikkat etmek mecburiyetindeyiz. Özel mülkiyet özgürlüğün garantörüdür. Özel mülkiyetİn korunamadığı bir yerde özgürlüğün korunması hayaldir. O yüzden, bir ülkede sadece seçmen yaşının veya seçilme yaşının aşağıya çekilmesi değil, özel mülkiyetİn yaygınlaştırılması da demokrasinin güçlendirilmesi demektir Keza, piyasa ekonomisinin varlığı bugün demokrasinin gerekleri arasında saydığımız sivil toplumun ortaya çıkması için de elzemdir.
Bir toplumsal azınlığa tekabül eden Kemalistlerin başkalarını kamu zoruyla kendine benzetmesi nasıl yanlış ve ahlak dışıysa nitelikleri ne olursa olsun başka bir azınlığın veya çoğunluğun {muhafazakar, dindar, Müslüman vs.) bunu yapması da yanlış ve ahlak dışıdır. İşte meselenin özü buradadır. Kemalist- ler de, onlara muhalif olanlar da medeni, özgürlükçü, demokratik bir sistemde iktidar odaklarının yapabileceğinin sınırları olduğunu ve bu sınırların insan hak ve özgürlükleri tarafından çižileceğini anlamalıdır. Hiçbir dini-fikri pozisyon ve hiçbir toplumsal özellik bir kesimi diğerlerine otomatikman üstün veya diğerlerinden otomatikman aşağı yapmaz. Demokratik devlet ancak böyle bir siyasi ve toplumsal felsefe üzerine kurulabilir ve her vatandaşın siyasal itaatini ancak bu niteliğe sahipse haklı olarak talep edebilir.
(...) Kemalistlerin bu tavrı müminlerinkilerle büyük benzerlik göstermektedir. Dinler halk katında genellikle ritüellere, sembollere, işaretlere, kerametlere indirgenir. Bu tür şeyler açısından Kemalistlerle sıradan Müslümanlar veya Hristiyanlar arasındaki benzerlik dikkat çekicidir. Bazı Müslümanların koyunun kürkünde, arının peteğinde, karpuzun
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.