Türk Klasikleri

Kendi Gök Kubbemiz

Yahya Kemal Beyatlı
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

166 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar!
"Artık demir almak günü gelmişse zamandan,  Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.” İnsanın yolculuğu bir ömür boyu sürer, sessiz bir gemi gibi. Bazen açık denizlerde, masmavi bir gökyüzünün altında, esen rüzgârlarla yelkenlerini şişere şişere dingin, kaygısız ve tasasız bir şekilde yol alır. Bazen de karla, tipiyle, borayla, denizlerin
Kendi Gök Kubbemiz
Kendi Gök KubbemizYahya Kemal Beyatlı · Milli Eğitim Bakanlığı · 19953,905 okunma
102 syf.
·
Puan vermedi
Yahya Kemal Beyatlı
Yahya Kemal Beyatlı
yı ilk kez okumama rağmen çok sevdim. Şiirlerinde kendine ait izler taşıyor ve bu hissi şimdiye kadar yalnızca
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
te buldum. "80. sayfadaki deniz adlı şiirine hayran kaldım." Maneviyata değer veren ve bu yönünü açıkça şiirlerinde belli edebilen sayılı şairlerden olduğunu düşünüyorum. Gerçi ne kadar şair tanıyorum ki? Şiirleri o hayattayken basılmamış, o vefat ettikten sonra şiirleri basılmış. Bu da beni o dönem ki hükümetin şiirlerine nasıl yaklaşacağını düşündürdü! Şiirlerinde daha çok İslami hava sezdim. Milliyetçiği söylemiyorum zaten ve kitabının sonlarına geldiğimde Batı'ya özlem duyduğunu düşündüm. Garip bir şiir kitabı.. Çokta uzatmadan okumanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar..
Kendi Gök Kubbemiz
Kendi Gök KubbemizYahya Kemal Beyatlı · Fetih Cemiyeti Yayınları · 20183,905 okunma
102 syf.
8/10 puan verdi
Derler insanda derin bir yaradır köksüzlük Budur alemde hudutsuz ve hazin öksüzlük Sızlatır bazı saatler dayanılmaz bir acı, Kökü toprakta kalıp kendi kesilmiş ağacı. Ruh arar başka teselli her esen rüzgarda. Ne yazık, doğmuyoruz şimdi o topraklarda. Tam bir İstanbul aşığı olan Yahya Kemal in birbirinden güzel şiirleri var. Ankara nın neyini seviyorsun dediklerinde İstanbul a giden yolunu diyen millet, asker, ordu, bayrak gibi manevi duyguları ön planda tutan şairin bu duygularını şiirlerinde hissettiriyor. Şiir severlere tavsiye ederim. İyi okumalar.
Kendi Gök Kubbemiz
Kendi Gök KubbemizYahya Kemal Beyatlı · Fetih Cemiyeti Yayınları · 20183,905 okunma
102 syf.
8/10 puan verdi
Bu kitap hakkında yazılmış olan çok güzel yorumlar mevcut fakat ben de düşüncelerimi anlatmak isterim. Öncelikle takdim kısmında belirtildiği gibi Yahya Kemal'in eserleri kendisi öldükten sonra basılmış. Dolayısıyla Kendi Gök Kubbemiz de Yahya Kemal şiirlerinin derlemesiyle oluşuyor. Yahya Kemal edebiyatımız için çok önemlidir, keza şiirleri de öyle. Fakat takdir edersiniz ki dikensiz gül olmaz. O zaman ilk olarak bu gül niteliğindeki değerli eserin dikenlerinden yani kusurlarından bahsedelim. Peyami Safa okuyanlar bilir, çoğu kitabının en arka sayfasında sözlük bulunur. Malumunuz eski dönemde yazılmış eserler ve okunması kelime bilgisi gerektiriyor. Fakat bu kitapta sözlük kullanılmamış. Bu sebepten her sayfada bir kelime araştırmamız gerekiyor, bu da beni rahatsız etti. Tabii bu belki benim cahilliğimdendir:D Bunun dışında harika bir yazım diline ve söz sanatı becerisine sahip yazarımız Yahya Kemal'den başka kitap okur muyum bilmem ama bu kitabının bir şiir kitabı olmasını göze alacak olursak beni fazlaca doyurduğunu söyleyebilirim. Her satırı altı çizilesi. Ölüm, aşk, musiki, din ve vatan gibi konular mükemmel işlenmiş. Yahya Kemal'e iyi bir başlangıç ama şiir okumayı sevmeyen biri için doğru bir tercih olacağını düşünmüyorum. Okurken Yahya Kemal ile birlikte maziye sürüklenip gidiyorsunuz, eski dönem atmosferini iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Süleymaniye, Endülüs, Sicilya; bazen de bir düş, mezarlık ya da sıradan bir sahilde gezintiye çıkıyorsunuz sanki. Son olarak 'tahayyül'ümü ne kadar zorlasam da kitabın -derlemenin- niçin Kendi Gök Kubbemiz ismini aldığını anlayamadım.
Kendi Gök Kubbemiz
Kendi Gök KubbemizYahya Kemal Beyatlı · Fetih Cemiyeti Yayınları · 20183,905 okunma
102 syf.
9/10 puan verdi
Yahya Kemal Beyatlı Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin en büyük temsilcilerindendir ve dört aruzcularından biri olarak kabul edilir. (Diğerleri Tevfik Fikret, Mehmet Akif Ersoy, Ahmet Haşim'dir.) Şiirlerini mükemmel hale getiremediği gerekçesi ile sağlığında kitaplaştırmamıştır. İstanbul Fetih cemiyeti fikir birliği ile eserlerini yayınlamaya karar vermiştir. Dil açısından iki ayrı anlayışta şiirleri bulunmakta. Sade, doğal, yaşayan Türkçe ile yazılan şiirleri Kendi gök kubbemiz'de toplanmıştır. Tarihin eski devirlerine ait, devrinin diliyle yazdıkları "Eski şiirin Rüzgârıyle" kitabında toplanmıştır, ki ben bu kitabını ağır ve dönem dili dolayısı ile okumayı düşünmüyorum. Sürgün yıllarındaki vatan ve İstanbul özlemi, annesini veremden kaybedişi ve iliklerime kadar hissettiğim ölüm, aşk, memleket.. Hayatın içinden oldukça beğendiğim şiirler.. Olumsuz tek yönü içerisinde barındırdığı dönem kelimelerinin altta yahut arka kısmında sözlük şeklinde açıklaması olmasını dilerdim. Yine de alacağımız hazza engel değil diye düşünüyorum. Ben pek beğendim. Tavsiye olunur. Kimler okusun? Şiir sever tüm kitapdaşlarım. Kitaplarla kalınız.. ...
Kendi Gök Kubbemiz
Kendi Gök KubbemizYahya Kemal Beyatlı · İstanbul Fetih Cemiyeti · 20073,905 okunma
102 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Konu: Kitap üç bölümden oluşur. İstanbul Fetih Cemiyeti tarafından bir araya getirilen şiirler bütünü olan kitapta birinci bölümde Türk ve Türk'ün tarihteki rolü işleniyor. Kitap aşağıdaki şiir ile başlar. Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede, Bir mehâbetli sabah oldu Süleymaniye’de. Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati... İstanbul'u
Kendi Gök Kubbemiz
Kendi Gök KubbemizYahya Kemal Beyatlı · Fetih Cemiyeti Yayınları · 20183,905 okunma
102 syf.
4/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Bir öz eleştiri İncelemesi; Aruzcu şiire yaklaşım;
Bu dönem okuma planlarım içinde -şiirde henüz emekleme mertebesinde olan ben- boyumdan büyük işlere kalkışarak iki karşıt akımın karşılaştırmasını yapmayı planlıyordum. İkinci Yeni’nin üç büyük ustasını(
Melih Cevdet Anday
Melih Cevdet Anday
,
Oktay Rifat
Oktay Rifat
ve
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
) ve Cumhuriyet dönemi şairleri Dört Aruzcuları(
Tevfik Fikret
Tevfik Fikret
,
Mehmet Âkif Ersoy
Mehmet Âkif Ersoy
,
Ahmet Haşim
Ahmet Haşim
ve
Yahya Kemal Beyatlı
Yahya Kemal Beyatlı
) şiire yaklaşımları,
Kendi Gök Kubbemiz
Kendi Gök KubbemizYahya Kemal Beyatlı · Fetih Cemiyeti Yayınları · 20183,905 okunma
102 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Şiirlere karşı olan sevgim gitgide artıyor böyle kitaplar sayesinde. Çok ama çok beğendim. Tam bir İstanbul aşığı bir yazar. Şiirlerinin dili muazzam. Kafiyeler oldukça etkileyici. Herkese göre şiirler var. Savaş, kahramanlık, sevgi, barış, aşk.... Küçük bir kitap, dili çok hafif ağır. Bazı kelimeler yabancı gelebilir ama onu bile hissettirmeyecek kadar güzel. Mutlu günler, iyi okumalar...
Kendi Gök Kubbemiz
Kendi Gök KubbemizYahya Kemal Beyatlı · Fetih Cemiyeti Yayınları · 20183,905 okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
~ Susuzluktan damağım kurumuş , yüreğimin çiçekleri açmadan solmaya yüz tutmuş da imdadıma yetişmiş kendi gök kubbemiz. Çöl sıcağında kavrulmuşum da bir bardak suya kavuşmuşum.. Korkarak içmişim damla damla, bitmesin istemişim.. Dize dize okumuş yudum yudum içmişim..Şifa olsun demişim. Gök kubbenin altında dalmış gitmişim... ~ Kubbenin altında sizi ilk karşılayan vatan millet sevgisi oluyor. Lezzetli gururlanmalardan sonra ufuk ve ölüm temalı kardeşler selam veriyor. Son olarak aşktan da bir tutam alıp uyanıyorsunuz.
Yahya Kemal Beyatlı
Yahya Kemal Beyatlı
Kendi Gök Kubbemiz
Kendi Gök Kubbemiz
Kendi Gök Kubbemiz
Kendi Gök KubbemizYahya Kemal Beyatlı · İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları · 19833,905 okunma
102 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Okuduğum şiirler, tanıdığım şairler her geçen gün artıyor.  Yahya Kemal'in 3 bölümden oluşan Kendi Gök Kubbemiz kitabını bambaşka bir heyecanla okudum. Yahya Kemal ait olduğunu bilmediğim ancak dilime pelesenk olan Akıncılar ve Rindlerin Gecesi (Dönülmez Akşamın Ufkundayız )şiirlerini bu kitapta görünce hiç şaşırmadım çünkü ilk dizelerde böyle bir sürprizin olacağını tahmin etmiştim.  İstanbul'un bir semtini sevmek için bir ömür verilmesi gereken diyen Yahya Kemal şimdiki İstanbul'u görse ne düşünür merak ediyorum. Şiir yorumlayacak yeterlilikte olmadığım için incelememi bitirmek istiyorum.  Bugün şairimizi tiyatroda izledim, çok etkileyiciydi. Unutmayacağım bir gösteri oldu.
Kendi Gök Kubbemiz
Kendi Gök KubbemizYahya Kemal Beyatlı · Fetih Cemiyeti Yayınları · 20183,905 okunma

Yazar Hakkında

Yahya Kemal Beyatlı
Yahya Kemal BeyatlıYazar · 22 kitap
Yahya Kemal Beyatlı (d. 2 Aralık 1884, Üsküp - ö. 2 Kasım 1958, İstanbul), Türk şair, yazar, siyasetçi, diplomat. Doğum adı Ahmed Agâh'tır. Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin en büyük temsilcilerinden biridir. Türk edebiyatı tarihi içinde "Dört Aruzcular"'dan biri olarak kabul edilir (Diğerleri Tevfik Fikret, Mehmet Akif Ersoy ve Ahmet Haşim'dir). Sağlığında Türk edebiyatının baş aktörleri arasında kabul edilmiş ancak hiç kitap yayınlamamış bir şairdir. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde milletvekilliği ve bürokratlık gibi siyasi görevler üstlenmiştir. 1884 yılında Üsküp'te dünyaya geldi. Annesi; ünlü divan şairi Leskofçalı Galip'in yeğeni Nakiye Hanım; babası dönemin Üsküp Belediye Başkanı İbrahim Naci Bey'dir. Asıl adı Ahmed Agâh'tır. İlköğrenimini Üsküp'te gördü. 1897 yılında ailesiyle Selanik'e yerleşti. Annesinin veremden ölümü onu çok etkiledi. Babasının tekrar evlenmesi üzerine ailesinin yanından ayrılıp Üsküp'e döndüyse de kısa süre sonra Selanik'e geri döndü. "Esrar" takma adı ile şiirler yazdı. "Orta öğrenimine devam etmek üzere 1902 yılında İstanbul'a gönderildi. Galatasaray İdadisi veya Robert Kolej'de okuma imkanı bulamayınca Vefa Lisesi'ne kaydoldu ve 1902 kışını İstanbul'daki akrabalarının yanında geçirdi. Serveti Fünuncu "İrtika" ve "Malumat" adlı dergilerde, "Agah Kemal" mahlasıyla şiirler yazmaya başladı. Okuduğu Fransızca romanların etkisi ve ve Jön Türkler'e duyduğu ilginin etkisiyle 1903 yılında II. Abdülhamit baskısı altındaki İstanbul'dan kaçarak Paris'e gitti. İstanbul'a 1912'de geri döndü. Paris yıllarında Ahmet Rıza, Sami Paşazade Sezai, Mustafa Fazıl Paşa, Prens Sabahattin, Abdullah Cevdet, Abdülhak Şinasi Hisar gibi Jön Türklerle tanıştı. Hiç dil bilmeden gittiği bu kentte hızlı bir şekilde Fransızca öğrendi. 1904 yılında Sorbonne Üniversitesi'nin Siyaset Bilimi bölümüne kaydoldu. Okulda ders veren tarihçi Albert Sorel'den etkilendi. Okul hayatı boyunca derslerinin yanı sıra tiyatro ile ilgilendi; kütüphanelerde tarih hakkında araştırmalar yaptı; Fransız şairlerin kitaplarını inceledi. Tarih alanındaki incelemeleri sonucu 1071 yılındaki Malazgirt Savaşı'nın Türk tarihinin başlangıcı sayılması gerektiği görüşüne vardı. Araştırmaları ve sosyal etkinlikleri derslere zaman ayırmasını ve sınavlarda başarılı olmasını engelleyince bölüm değiştirerek Edebiyat Fakültesi'ne geçti ancak bu bölümden de mezun olamadı. Paris'te geçirdiği dokuz yılda tarih bakışı, şairliği, kişiliği gelişti. 1913 yılında İstanbul'a döndü. Darüşşafaka İdadisi'nde tarih ve edebiyat öğretmenliği yaptı; bir süre Medresetü'l-Vaizin'de uygarlık tarihi dersi verdi. Bu yıllarda Üsküp ve Rumeli'nin Osmanlı Devleti'nin elinden çıkması onu derinden üzdü. Ziya Gökalp, Tevfik Fikret, Yakup Kadri gibi şahsiyetlerle tanıştı. 1916'da Ziya Gökalp'in tavsiyesi ile Darülfünun'a Medeniyet Tarihi müderrisi olarak girdi. Sonraki yıllarda Garp Edebiyatı Tarihi, Türk Edebiyatı Tarihi derslerini de okuttu. Hayatının sonuna kadar çok yakın dostu olarak kalan Ahmet Hamdi Tanpınar, onun Darülfünun'da öğrencisi oldu. Bir yandan da yazın faaliyetlerini sürdüren Yahya Kemal; Türk dili, Türk tarihi konularında gazete ve dergilerde yazılar yazdı. Peyam gazetesinde, "Süleyman Nadi" mahlasıyla, "Çamlar Altında Muhasebe" başlığı altında yazılar kaleme aldı. 1910'dan beri yazmakta olduğu şiirlerini ilk defa 1918 yılında "Yeni Mecmua" adlı dergide yayımladı; Türk edebiyatının baş aktörleri arasına girdi. Mondros Mütarekesi'nin ardından gençleri etrafında toplayarak "Dergâh" adlı bir dergi kurdu. Dergi kadrosunda Ahmet Hamdi Tanpınar, Nurullah Ataç, Ahmet Kutsi Tecer, Abdülhak Şinasi Hisar gibi isimler yer almıştır. Yahya Kemal'in yakından ilgilendiği bu dergide yayınlanan tek şiiri "Ses Manzumesi"dir. Ancak dergi için pek çok düzyazı kaleme alan yazar; bu yazılarla Anadolu'da devam eden Milli Mücadele'ye destek vermiş ve İstanbul'da Kuvay-ı Milliye ruhunu canlı tutmaya çalışmıştır. Benzer yazıları İleri ve Tevhid-i Efkar gazetelerinde de sürekli yayınlandı. Yahya Kemal, Kurtuluş Savaşı'nın Türklerin zaferi ile sonuçlanmasının ardından İzmir'den Bursa'ya gelen Mustafa Kemal'i tebrik için Darülfünun tarafından gönderilen heyette yer almıştı. Bursa'dan Ankara'ya giderken Mustafa Kemal'e eşlik etti; ondan Ankara'ya gelmesi için davet aldı. 19 Eylül 1922'de Darülfünun Edebiyat Medresesi'nin müderrisler toplantısında Mustafa Kemal'e fahri doktorluk unvanı verilmesini teklif eden Yahya Kemal'in bu teklifi oybirliği ile kabul edildi. 1922'de Ankara'ya giden Yahya Kemal, Hakimiyet-i Milliye gazetesinde başyazarlık yaptı. O yıl, Lozan görüşmelerinde Türk heyetine danışman atandı. 1923'te Lozan'dan döndükten sonra II. Dönem TBMM'ye Urfa milletvekili olarak seçildi. Milletvekilliği 1926'ya kadar devam etti. 1926'da İbrahim Tali Öngören'in yerine Varşova'ya elçi olarak atandı. 1930'da Lizbon büyükelçisi olarak Portekiz'e gitti. İspanya Orta Elçiliği görevi de kendisine verildi. Madrid'de görev yapan ikinci edebiyatçı sefir oldu (ilk, Samipaşazade Sezai'dir). İspanya Kralı XIII. Alfonso ile yakın dostluk kurdu. 1932'de Madrid elçiliğindeki görevine son verildi. İlk defa 1923-1926 arasında Urfa milletvekili olarak görev yapan Yahya Kemal, 1933 yılında Madrid'deki diplomatik görevinden döndükten sonra milletvekili seçimlerine girdi. 1934 yılında Yozgat milletvekili oldu. O yıl çıkan Soyadı Kanunu'ndan sonra "Beyatlı" soyadını aldı. Ertesi seçim döneminde Tekirdağ milletvekili olarak meclise girdi. 1943'te İstanbul'dan milletvekili seçildi. Milletvekilliği döneminde Ankara Palas'ta yaşadı. Yahya Kemal, 1946 seçimlerinde meclise giremedi ve bağımsızlığını yeni ilan etmiş Pakistan'a 1947'de büyükelçi olarak atandı. Yaş haddinden emekli oluncaya kadar Karaçi'de elçilik görevini sürdürdü. 1949'da yurda döndü. Emekli olduktan sonra İzmir, Bursa, Kayseri, Malatya, Adana, Mersin ve civarını ziyaret etti. Atina, Kahire, Beyrut, Şam, Trablus gezilerine çıktı İstanbul'da Park Otel'e yerleşti ve ömrünün sonuna kadar bu otelde yaşadı. 1949'da kendisine "İnönü Armağanı" verildi. 1956 yılında Hürriyet gazetesi her hafta bir şiirine yer vererek tüm şiirlerini yayımlamaya başladı. Yakalandığı bir çeşit bağırsak iltihabı nedeniyle tedavi için 1957'de Paris'e gitti. Bir yıl sonra 2 Kasım 1958'de Cerrahpaşa Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Cenazesi Aşiyan Mezarlığı'na defnedildi. Yahya Kemal'in sağlığında hiçbir kitabı yayımlanmamıştır, onun vefatından sonra açılan 'Yahya Kemal Enstitüsü; şairin, edebiyat tarihçisi Nihad Sami Banarlı tarafından derlenen eserlerini yayınlamıştır. 1961 yılında Çarşıkapı'da Karamustafapaşa Medresesi'nde Yahya Kemal Müzesi açıldı. 1968 yılında Hüseyin Gezer tarafından yapılan bir heykeli İstanbul'daki Maçka Parkı'na yerleştirildi.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.