Kendi Kaynaklarına Göre Şia ve Şiilik

İsmail Kaya

Kendi Kaynaklarına Göre Şia ve Şiilik Quotes

You can find Kendi Kaynaklarına Göre Şia ve Şiilik quotes, Kendi Kaynaklarına Göre Şia ve Şiilik book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Şia Dininde Muta Nikahı
“Mut’a benim ve atalarımın dinidir. Mut’a ile amel eden bizim dinimizle amel etmiştir. Onu inkâr eden bi­zim dinimizi inkâr etmiştir." Aktarani, Lillahi Sümme li't Tarih, el-Musevi
Sayfa 137Kitabı okudu
Şia Dini Baronlarından
"el-Kaşani lakaplı zamanının en büyük Şii âlimi, fakihlerin filozofu ve filozofların fakihi diye isimlendir­dikleri el-Mevla Muhsin, Kur’an'ın tahrif edildiğini şu sözlerle dile getiriyor: “Ehl-i Beyt imamları yoluyla ge­len bütün bu rivayetlerden şunu çıkarıyoruz: Elimizdeki mevcut Kur’an Hz. Muhammed’e inen Kur’an’ın tamamı değildir. Bunlardan kimi ayetler Allah’ın indirdiğinin aksi ayetlerdir, kimi ayetler de de­ğiştirilmiş ve tahrif edilmiştir. Bu Kur’an’dan çoğu şey çıkarılmıştır. Hz. Ali’nin birçok yerden isminin çıkarılması örnek olarak verilebilir." Tefsir es-Safi, el-Kaşani, Müessesetu el-Alemi, 1979 Beyrut, I, 4
Reklam
Osmanlı sul­tanlarından Kanuni Süleyman’ın Avrupa’yı fethetmek için Viyana surlanna dayanmışken Anadolu’nun doğusundan başlayarak fitne çıkaran Şiilerden dolayı Avrupa fethinden geri dönüp içteki karışıklıklarla uğraşmak zorundan kal­mıştır. Böyle olmasaydı belki de Avrupa’nın çoğu şuan­da İslam sancağı altında olmuş olurdu. Safevi Şiilerinden Şah Abbas es- safevi’nin Sünni olan Osmanlılara karşı AvrupalIlarla nasıl komplolar kurduğu aşikardır.Oryantalist Fernando ne kadar da doğru söylemiş­ti. “Şayet Irandaki safeviler olmamış olsaydı biz bugün Belçika’da Fransa’da Cezayirlilerin yaptığı gibi Kur’an okuyor olurduk. ” Kendilerine sürekli olarak Müslümanları düşman olarak görmüşlerdir. Tarihin hiçbir döneminde Şia bir ülkenin fethedilmesinde ortak olmadığı gibi sü­rekli olarak İslam devletlerini parçalamak için kafirlerle birlikte hareket etmişlerdir. Mısırda Şii Fatımi devletinin Zengi devletini ortadan kaldırmak için haçlılarla işbirliği yaptıkları gibi. Bu tehlikeyi Selahaddini el-Kürdinin on­ları ortadan kaldırarak bertaraf etti. Selahaddin-el-Kürdi, Kudüs’ü fethetmeden önce Şii Fatımi devletini ortadan kaldırdı. Çünkü Şii tehlikesi var olduğu müddetçe bu­nun olamıyacağını biliyordu. Kaderin garip bir cilvesidir ki bugün yani 2014 yılında Kudüs yine işgal altında ve yine Şia tehlikesi bütün İslam âlemini sarmış. Alın size Suriye, Afganistan, Irak buralarda hep Şia zulmü ve fit­nesi her yeri kaplamış durumda. Acaba Mescidi Aksa özgürlük için önündeki Şia fitnesinin ortadan kalkmasını mı bekliyor?
"Biz bu çalışmamızda, Ehl-i Sünnet Müslümanlarını Şiileştirmek için sıkı çalışan İsna Aşere’yi (On İki İmam Şia’sı, İmamiye Şia’sı veya Caferiler de denilmektedir) ele alacağız. Çünkü en çok müntesibe sahip, en meşhur ve Şiilik denince akla gelen ilk fırka olup, Humey­ni gibi tanınmış fikir adamlarına sahiptir."
Muhammed Haşan en-Necefi, Şiiler arasında yaygın olan Cevahiru’l-Kelam Fi Şerhi Şerai el-İslam adlı ansiklopedide Şii’lerin Ehl-i Sünnet’e karşı olan düşmanlıklarını açık bir şekilde ilan etmektedir. Adı geçen eserinde şunları söylemektedir: “Bilindiği gibi Allah (celle celaluhu) ‘Muhakkak ki, müminler ancak kardeştirler’30 ayetinde, müminler arasında kardeşlik bağını kurmuştur. Buna rağmen tevatür derecesindeki haberin bildirdiği gibi, bir mümin (Şii) ile bir muhalifin (Şii olmayanın) kardeş olduğu nasıl düşünülebilir!”31 31 Cevahir el-Kelam fi Şerhi Şerai el-islâm, XXII, 62
Bu rivayetle ilgili açıklamada Humeyni aynı kitabının başka sayfasında şöyle söylüyor: “Bilindiği gibi bu durum sadece Ehl-i Beyt’in Şia’sı için geçerlidir. Çünkü, iman ancak Ali’nin ve onun pak ve masum olan vasilerinin velayeti vasıtası ile olur. Hatta şöyle diyebiliriz: Velayeti kabül etmeden Allah’a ve Peygambere iman da kabul olunmaz.” 22 el- Humeyni, a.g.e. s. 513 Aynı eserin aynı sayfasında Humeyni şöyle devam ediyor: “Bu konudaki haberler oldukça çoktur. Bütün bu haberlerin toplamından şu sonuca varıyoruz: Amellerin Allah (celle celaluhu) nezdinde kabul edilmesinin hatta Allah’a ve Peygamberlerine imanın kabul edilmesinin şartı Ehl-i Beyt’in velayetini kabul etmektir.” Bu konuda değişik eserlerde Humeyni’den de aynı şekilde birçok söz rivayet ediliyor.23 23 el-Humeyni, a.g.e. s. 513
Reklam
60 öğeden 71 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.