Sevme Sanatı ile tanıştım Erich Fromm'un kalemiyle. Üslubu o kadar hoşuma gitti ki çok ara vermeden yeni bir kitabına başlama ihtiyacı hissettim: Kendini Savunan İnsan...
Hacimli sayılamayacak, konusuna göre akıcı bir şekilde kaleme alınmış, içinde edebiyat, felsefe, psikoloji, sosyoloji vb. birçok alandan izler taşıyan başarılı bir eser Kendini Savunan İnsan. Eserde insancı ahlak felsefesi; insanın doğası ve özyapısı, kişilik tipleri, insancı ahlak felsefesinin sorunları; bencillik, vicdan, haz, mutluluk, insanın iyi mi yoksa kötü mü olduğu gibi konular ele alınıyor. Eseri okurken derin bir düşünme sürecinden geçiyor ve ortaya atılan fikirleri kendi hayatınıza göre yorumluyorsunuz. "Ben bu konuda nasılım acaba?"
Fromm diğer kitaplarına da gönderme yapmayı ihmal etmiyor. Sevme Sanatı'na dair çok cümle ile karşılaştım eserde.
Çağımızın insanı, bu insanın geçmişten gelen inanç sistemi, insanın inanç olmadan yaşayıp yaşayamayacağı, ölüm, sevgi gibi birçok konuyu irdeleyen, okuyanı düşündürecek ve pişman etmeyecek bir eser. Okunması, paylaşılması, okutulması temennisiyle...
"Mucizeler pek çoktur ve hiçbiri insandan daha olağanüstü değildir."
"İnsan inançsız yaşayabilir mi?"
"Ölmek, amansız bir acıdır ama hiç yaşamadan ölmek zorunda kalmak düşünü katlanılamayacak bir düşündür."
"İnsanın kendi kendisini dinlemesi çok güçtür. Çünkü bu sanat, modern insanda pek ender rastlanan bir başka yeteneği, kendi kendisiyle yalnız kalabilme yeteneğini gerektirir."
Aslında eserde yer alan her cümle altı bastıra bastıra çizilecek kadar etkili ama ben burada son vermek istiyorum.