Yazarın sahnelere taşınan ve adından başarı ile söz ettiren oyunlarının başında Evcilik Oyunu gelir. İlk kez 1963–64 sezonunda İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda oynanan oyun için yazar “toplumun her bir sorunundan, o toplumu yapan her bir kişi tek tek sorumlu… Evcilik Oyununda tek tek sorumluları sorunlarıyla ortaya getirmek istedim. O sorumlulardan biri de benim. Yoksa siz değil misiniz? Onun için göstermekle yetindim. Akıl vermek bana düşmez.” (Bkz. Adalet Ağaoğlu, Devlet Tiyatrosu Dergisi, Ekim 1964) vurgusunu yaparak, görüşlerini seyircisiyle paylaşır.
Yazarın 1970 yılında kaleme aldığı Kendini Yazan Şarkı da Munise Ana ve üniversite öğrencisi devrimci Halil’in tanıdık, bilindik ama bir o kadar da trajik oğlu öyküsü anlatılır. 12 Mart dönemiyle ve bu dönemin ortamıyla ilgili Adalet Ağaoğlu "Kendini Yazan Şarkı"da; “1970’lerin karışıklığı içinde iki devrimci üniversite öğrencisi bir kızı rehin alırlar, köydeki bir evde samanlığa saklanırlar ve bu olayın gerilimi içinde sınıflar arası çelişki “ incelenmektedir. Oyunda “daha adil bir toplum düzeni kurma idealine inanmış, fakat eylemlerinde gerçeklerle uzlaşmayan bir yöntem izlemiş gençler, onların korkulu serüvenleri ele alınır” der.