Yol iki, tercih de iki: Ya dünyayı dine tercih, yani dünyevîleşme; ya da dünyayı ebedî bir cennetin kapısı kılma.
İki şık var. Ama bilmiyorum ki, akıl için yol birdir.
Bir İsrailli çocuk, bir başka Time yazarı ile konuşuyor. Sene 1982. On yaşındaki Dror. Roger Rosenblatt'a şöyle anlatıyor:
"Geçen yaz, TV'de, Lübnan'ı bombaladığımızda yaptığımız tahribat gösterildi. Bütün çocuklar ben dahil- zıpladık ve sevindik. Az sonra düşündüm: Bu intikam hissi iyi birşey mi?" Cevap, 'hayır." Zaten, bir Filistinli çocuk, hemen ekliyor: "Bu Israilli çocuklara bizden nefret etmek öğretildi. Onlar biz;den nefret etmeye zorlandılar." Yani, onlar doğuştan nefret ile dünyaya gelmemişler. Biz de. Ben de. Doğuştan nefret hissi duyarak dünyaya gelinmemiş, ama dünyada birileri ve birşeyler bize nefreti öğretmişler. Alman'a Fransız, Fransız'a Alman nefretini; Israilliye Filistinli nefretini; Yunan'a Türk, bana da Yunan, Ermeni ve Arap nefretini taşımışlar.
Ama çocuk, o saf ve masum yaratık, yine gerçeği seziyor. Ahmed gibi. Ahmed de kim mi? Kendisini bildi bileli savaşın içinde yaşayan bir Filistin çocuğu. Bir gün doktor olmayı ümit ediyor. Niye?
'Çünkü, insanımız doktorlara muhtaç. Hem, vücudun başın, midenin, kalbin-nasıl çalıştığını görmeyi seviyorum." Kendisine bir soru geliyor: “Düşün ki Ahmed, sen Israil'de çarpışan bir doktorsun. Yaralı bir Israilliyi, yardım etmen için sana getiriyorlar. Bir Filistinli mi, bir doktor mu olursun?"
"Bir doktor" diyor Ahmed. Hem de tereddütsüz. "Önce insanım..." diyor yani.
Ne garip bir durum! Görenler körlere yol göstereceği yerde; körler, görenlerin de gözünü köreltiyor sonuç: Norman Mailer'ın dediği gibi "Körler körlere yol gösteriyor."
Ne garip bir durum! Görenler körlere yol göstericeği yerde; görenlerin de gözünü köreltiyor.
Sonuç: Norman Mailer'ın dediği gibi "Körler körlere yol gösteriyor."
- "Satürn'ün resminin çekilmesi, yüzyılın en önemli olayıdır. Çünkü bize, güzelliğin dünyaya özgü olmadığını, kâinatın bütününde güzellik var olduğunu bildirdi."