Türk tiyatrosunun bilinen en önemli oyunudur Keşanlı Ali destanı. Sadece yurtiçinde değil, neredeyse Avrupa'nın önemli bütün şehirlerinde sahnelenmiş, bizim göz bebeklerimizden biridir. İlk kez 1964'te sahnelenmiş. Engin Cezzar ve Gülriz Sururi başrollerinde. Ve de bu ikili ile adeta özdeşleşmiş. Sayısız kez tiyatroseverlerin karşısına çıkmış. Sadece tiyatronun değil, sinemanın da gözdesi olmuş bir eser Keşanlı Ali destanı. Ayrı zamanlarda iki kez dizisi de çekilmiş.
Oyunun konusuna gelince;
Suçsuz yere cezaevine giren Ali, cezaevinde yaşam adına çok şey öğrenmistir. Cezaevinden çıktıktan sonra da artık Ali, eski Ali değildir. İnsan olmanın , iyi bir insan olmanin diğer insanlar tarafından eziklik, zayıflık , acinilacak bir durum olduğunu öğrenmiştir. Oysa insan, kabadayı olmalı, Hart hür olmalı, aştığı aştık kestiği kestik olmalı, kısacası kaba saba biri olmalıdır. Saygı görmek, korkudan bile olsa ancak bu şekilde mümkündür. Sevdiği kadın bile onu anlamaz. Cezaevinden çıktıktan sonra mahallesine muhtar olur ve hayatını bu şekilde yaşama isteğiyle tekrar gözden geçirir.
Oyunun okura verdiği bir başka mesajda politikacıların isguzarligi ile ilgili ki yabancısı olduğumuz bir mevzu değil. Öte yandan din bezirganlari da eleştiriden nasibini alıyor.
Ve, tabii ki, Ali zilha aşkı. Bu aşk da oyunu oyun olmaktan çıkarıyor, destan yapıyor adeta.
Zaman zaman trajik, zaman zamansa mizahi yönden ele alınan bu oyun , seyirciden aldığı teveccühü fazlasıyla hak ediyor. Haldun Taner kalemini konuşturmus adeta. Eline sağlık diyelim biz de.