...
Pespaye bir şaşkınlıkla yaşadım bunu aşk sandım
Oysa benim aşktan anlamadığım
Kör kuyularda inleyen sesimden belli...
...
Gezdim dünya alemi de bir sözün peşine düştüm de geldim
“Gel ne olursan ol yine gel” işte geldim.
Gelmeye yüzüm yok ama gidecek başka bir kapı
Şaşkınlığımı koyacak bir yer bulamadım kendime
Bulamadım kendi içimde gidecek bir yer
Dergâhına geldim..
...
...
Kör bir bıçak gibi yollara sapladım kendimi
Irmaklara karışıp aktım denizlere; balıkların ölümü oldum
Bulutlara karışıp çıktım göklere: toprakta kuraklık oldum
Yüzümde bir utanç ağaçların gövdesinde büyüyen çürük oldum
Koparılmış bir yara gibi dolaştım durdum yeryüzünde
Herkes başka bir dil başka bir ses başka bir insan
Konuşurken börtü böcek gece ve örümcek
Konuşmalar içinde simsiyah bir leke oldum
Kimseyi suçlamadan baktım ceplerime
Ceplerimde yanılgı ceplerimde anahtarlık ceplerimde
Tahtanın ve nemin bildiği bir şeyi sır diye taşımışım
Sineme yaslanıp inleyen çocukların sesini dinledim
Sesinde korku, sesinde öfke, sesinde verilmiş sözler
Kendimden, gölgemden ve gölgelerden kaçtım
Dergâhına geldim demir çarık kırık asa
Boş bir heybe hoş bir gönülle değil
Heder edilmiş bir ömür kırık bir yürekle geldim
...