Keşke O Deli Ben Olsaydım Cumhuriyetin ilk yılları konulu bir sohbetin laf arasında bu kitabın bahsi geçmişti, Kayseri Sümer bez fabrikasının kuruluşunun hikayesi. Kitabı sahaftan arayıp buldum. Ama hikaye 1900'lerin başından, I.Dünya savaşı öncesinde Kayseri'nin, Develi ilçesine bağlı bir köyde başlıyor. Aynı zamanda Dursun oğlu Ahmed'in, herkesce bilinen lakabıyla Deli Ahmed'in hayat hikayesi. Kitabı elime aldığımda önce Cin Ali kitapları gibi basit bir dili var diye düşündüm. Fazlaca dialogun olması da okumayı kolaylaştırıyor. Olayların yaşandığı zaman, coğrafya ve kültürel atmosferi tam da olduğu gibi yansıttığını gördüğümde, kitabın asıl değerinin, bu kültürü muhafaza etmesinde ve neredeyse efsane tadında bu kurguyu bize yansıtmasında olduğuna kanaat getirdim. Köyün en deli, en zıpır oğlunu, zoru görsün, aklı başına gelsin diye pamuk işçiliğine Adana taraflarına gönderirler, ama deli Ahmed, orada hikayesini işittiği Mersin limanından kalkan gemiler ve Amerika kıtasının hayaline kapılır. Dil itibariyle basit gördüğüm, kurgusunda da yer yer abartılı bulduğum hikaye, bir şekilde kendini okutturuyor, insan merak ediyor yolun sonunu. Deli midir, Veli midir bilinmeyen Ahmetin, gurbette olmanın, vatan hasretinin ve hayırseverliğin olduğu güzel bir biyografi. Bu güzel insana Allah rahmet eylesin.

Abdullah Ayata

Keşke O Deli Ben Olsaydım

Keşke O Deli Ben OlsaydımAbdullah Ayata · Beyazıt Yayınları · 201713 okunma

Reklam