Narîn û bînxweş û geş, qibla me aşiqan e,
Letîf û zehre-sîma şepal e wek gula zer. Sîne çi gewr û boz e berdane ser du fincan,
Sed heyf û sed mixabin destê çepel herin ser.
Sevgili dost, ağlama, aslan yatağıdır dağlar.
Yiğitlerin kelleleriyle örülür kurtuluşun duvarları.
Zorla, savaşla, güçle elde edilir yüceliş.
Boyun eğen esirdir, haydi, yücelere çıkalım.
Özgürlüğün sarayı çok yüksekte, yücelerdedir.
Kellelerimiz için iki yer vardır yalnızca.
Esirliğin kirinden pas tutmuş hançerim.
Kimse kansız kavuşmamış özgürlüğüne.
Derin koyaklarda uyusan bile, karabasanlar görürsün.
Keder kalır sana, korkaklık yorganını çekersen başına.
Bizler sağ ve yiğitken, düşmanın bağımızdan yemesi ayıp değil mi?