Hicivin en eğlenceli halini okudum diyorum!
Mösyö Jourdain evli hatta evlilik çağında bir kızı olmasına rağmen bir markize aşıktır ve bunun üzerine asilzade olma çabaları başlar. Bu başlangıçla beraber görgüsüz bir cehalet dile getirilir ama aşırı eğlenceli bir şekilde.
Şöyle ki Mösyö Jourdain kendine dans, müzik, silah ve felsefe hocası tutar. Felsefe hocasının ona sunduklarını anlayamayınca sessiz, sesli harflerin telaffuzuna kadar iner olay ve Jourdain bunları dünyanın en önemli şeyiymiş gibi algılar:)
Felsefe hocasının O’na Latince biliyorsunuz tabi! demesi ve O’nun ‘tabii ama siz bilmiyormuşum gibi davranın ve onun ne demek olduğunu açıklayın’ demesi saf bir çabanın sonucu değil de ne :)?
.
Jourdain’e yaptırmak istenen her şey için ‘asilzadeler böyle yapar’ demek yeterli aslında :)
Sadece birkaç saatimi aldı kitap ama müthiş keyif aldım. Hele Cleonte’nin açık kalpli, mütevazi oluşunu göremeyip kızıyla evlenmesine karşı gelmesiyle içine girdiği oyunu yüzümde kocaman bir gülümseme ile okudum.
.
Kibarlık Budalası, okuduğum en iyi kitaplardan biriydi. Güldürürken, çevremizde ne kadar çok kibarlık budalası var diye düşündürüyor.
Tıpkı ‘kral çıplak’ gibi. Bazı insanlar çoğunlukla çıplaktır ama çevreleri kaba tabirle onları öyle bir gazlar ki kendilerini dünyanın en şık insanı sanırlar.
Keyifli okumalar:)