İnsan, sonlu (temporal) olan ile sonsuz (eternal) olanın sentezidir.
Bu anlamda varoluşa katılan birey aslında sonluluğun alanında iken, öte yandan kendi içerisinde sonsuzluğu-ebediliği de taşır.
Yani Tanrı Kantın ibrahimini sorgulasaydı emri verenin Tanrı olduğundan emin olmadığını düşündüğü için oğlunu kurban etmezdi. Buradan hareketle kantın iman görüşünde rasyonellik aradığını söyleyebiliriz.
Doğa bilimleri ile din, birbirlerine zıt iki yönelim içerisindedirler. Din yalnızca iman ile elde edilebilecek iken, doğa bilimleri yalnızca aklın ve objektifliğin içerisinde kalmak durumundadır.