"Ölmek, bir yere sürgün edilmek gibi gözümüze korkunç görünen bütün olasılıklar daima aklında bulunsun. Önceliği ise ölüme ver. O zaman basit endişelerin olmaz ve hiçbir görüntüye tutkuyla bağlanmaz, hiçbir görüntüde takılı kalmazsın."
"Yapılması gerektiğini düşündüğün bir şeyi yaparken çoğunluğun kanaati seni kınama yönünde olsa bile sakın onu yapmaktan vazgeçme. Bu davranış yanlışsa onu zaten yapma, ama doğruysa, seni haksız yere kınayacak olanlardan niçin korkuyorsun?"
"İnsanlar, şeylerden değil, şeylerle alakalı oluşturdukları prensipler ve fikirlerden dolayı rahatsız olurlar. Ölüm mesela, kendi zatında kötü bir şey değildir, öyle olsaydı Sokrates'e de öyle görünürdü. Fakat dehşet, ölümün kötü olduğuna dair sahip olduğumuz fikirle ilgilidir. Öyleyse, her ne zaman bir işe kalkışırken engellendiğimizde,rahatsız edildiğimizde ya da üzüldüğümüzde bunu hiçbir zaman başkalarına bağlamamalı, kendimize, yani kendi prensiplerimize bağlamalıyız. Bu bilgilerin öğretilmediği bir kişi kendi kötü durumu için başkalarını suçlayacaktır. Bunları öğrenmeye başlayan kişi kendini suçlayacaktır. Bu dediklerimizi mükemmel şekilde anlayan kişi ise ne başkalarını ne de kendisini suçlayacaktır."
Bir kişi senin vücudunu rastgele karşısına çıkan bir yabancıya verirse muhakkak kızarsın. Öyleyse kendi aklını, kafanı karıştırsın ve seni şaşırtsın diye sana hakaret eden birine teslim etmekten utanmaz mısın?
At şarkı söyleyemediği için talihsiz midir?
Hayır ama at koşamazsa talihsiz olur
Insan olağanüstü işler yapmadığı için bedbaht mıdır?
Hayır o bunun için yaratılmış değildir
Ama temizliği iyiliği vefayı adaleti kaybettiği vakit ruhuna ihanet eder ve tüm değerlerini kaybeder