Kitabı ilk elime aldığımda moğolların tarihini anlatan bir roman zannetmiştim. Çevremdekilerin kitaptan bahsetmesi ve kitabın arkasında Savaş risalesi yazması beklentimi yükseltmişti. Fakat kitap Bağdat'ın Moğol işgali altındayken dört kişinin ruh dünyasından bahseden bir Roman. Kitabın en can alıcı kısmı ise, ilim ve marifet ile yoğrulmuş bir dünyadan hırs ve menfaatine kurban giden Abdülaziz karakteriydi.. yazarın da dediği gibi " ilim azgın bir ata dönüşürse sahibi artık onu kontrol edemez ve sahibini kendi istediği yere götürür "..... Allah'ım faydasız ilimden sana sığınırım.