Bir kırmızı kaplı defterdir senden kalan. Kaçtığın her şey. Yüzleşemediğin her şey, anlayamadığın her şey. Ve bir tren garında yırtıp yok ederek gömersin geçmişe...
Diğer kitaplardaki karakterlerle ilişkili şekilde ilerleyen üçüncü kitap beni sonuyla çok etkiledi diyebilirim. İlk kitabımızdaki hevesli dedektif, stillman, yine karşımıza çıkıyor ama umduğumuz kişiler olarak değil. Dahice örülmüş bir kurgu var kitapta. Nereler gerçek nereler hayal anlamak çok güç. Hangi karakter kimin hayali, kim kimin gerçeğini yaşıyor beyniniz savaşıyor. Ortaya çıkan sırlar.. Geçmişte yaşanan acı tatlı anılar.. Çözülemeyen dedektiflik hikayeleri... Üç kitaplık serinin başta hepsini birbirinden bağımsız değerlendirerek okuyacağımı sandım ama aslında hepsi son kitap için girizgah görevi görmüş. Keşke bir kitap daha olsaydı da bize o kırmızı kaplı defterdekileri anlatsaydı yazar.