Öne Çıkan Kim Takar Salatalık Kralı kitaplarını, öne çıkan Kim Takar Salatalık Kralı sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Kim Takar Salatalık Kralı yazarlarını, öne çıkan Kim Takar Salatalık Kralı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zaman zaman çocuk edebiyatına dair kitaplar okuma isteğim oluyor, gerek çocukluk gerekse üniversitede çocuk edebiyatı dersinden kalma sevilen bir alışkanlık diyelim. Onlardan birinin incelemesi ile huzurunuzdayım.
Eser, çocuk edebiyatına dair okuduğum ve dokunduğu hassas noktalar bakımından ilgi çeken başarılı bir eser. Nöstlinger için de başarılı bulduğum bir yazar diyebilirim.
Olay örgüsü basit bir kurguya dayansa da anlam tabakasına inildiğinde krallık, aile, ailedeki baba figürü ve diğer fertlerin bu figür ile ilişkisi gibi kavramlara temas etmesi açısından önemli bir eser olduğunu söyleyebilirim. Spoiler vermemeye çalışarak biraz bahsedecek olursam temelde ailenin bir "Salatalık Kral" ile karşılaşması ve o salatalık kralın onların hayatına etki etmesi söz konusu. Bu Salatalık Kral "kendini beğenmiş, halkına karşı olumsuz davranışlarda bulunan ve diğer insanlar tarafından sürekli pohpohlanmaya, saygı görmeye çalışan bir kral. Hani derler ya "Saygı verilmez, kazanılır." diye. Bahsedilen kral bu niteliklerden yoksun bir kral. Salatalık Kral o karakterde olan insanlara aslında bir eleştiri niteliğinde.
Diğer bir eleştiri noktası da kitaptaki baba figürü. Ataerkil, kendi söylediklerinin olmasını isteyen, geleneksel değerlere bağlı ve insanları dış görünüşlerine göre yargılayan biri. Enteresan olansa Salatalık Kral'a saygı gösteren karakterin baba olması.
Yalnızca çocukların değil yetişkinlerin de okumasını dileyeceğim biraz saçma görünse de akıcı ve anlamlı bir eser. İçinde fantastik ögelerin bulunduğu eserler için "saçma" dememem gerekir aslında. Keyifle okunması dileğiyle.
Benim adım ise Wolfgang; on iki yaşındayım. Orta ikiye gidiyorum. Martina'nın dediğine göre, "iflah olmaz" bir görünüşüm varmış. Nasıl olsa istediğim gibi görünmeme izin verilmeyeceğine göre, nasıl olduğum hiç umurumda değil.
Aramızda yalnızca Nik şaşkın değildi. Ama o hiçbir şeyi yadırgamaz zaten. Yatağının altında altı aslan, bir fil ve on tane de cücenin yaşadığını söyler durur.
Büyükbabam neredeyse yetmiş yaşında ve geçirdiği son felçten sonra ayağı biraz aksıyor, ağzı da biraz çarpık. Ama o çarpık ağzıyla bile hâlâ bir sürü doğru dürüst şey söyleyebiliyor! En azından ağzı yerinde olan birçok insandan daha aklı başında konuşuyor.