“Ne kadınlar sevdim zaten yoktular” diye anlattı “sevgili”nin hayatta somut bir karşılığı olmadığını Attilâ İlhan. Şimdi de “Kimi sevsem sensin / hayret” diyor. Yaşadığımız hayat karmaşıklaştıkça “mümkünsüz” hale gelen aşklarımızı mısralara döküyor, mısralarını, ruhumuzu hafif bir meltem gibi saran, bizi derinleştiren, acıtan eşsiz bir müzikle harmanlıyor ve onlardan hayatlarımıza temelli giren, unutulmaz şiirler inşa ediyor… Onlara bakalım, dokunalım diye; onları duyalım, koklayalım, onlarla içimizin çoraklıklarını yeşertelim diye.
Attilâ İlhan’ın aşk şiirlerinin çok okunması, nesnel karşılık kuramını ispatlamasından kaynaklanıyor. Gerçekten de herkes onun aşk şiiri ıskalasında kendini etkileyen, aşkıyla özdeşleşen bir özellik bulur.
– DOĞAN HIZLAN
İçindekiler;
başlangıçta diyalektik vardı
sevmek için geç ölmek için erken
yalnızlığı denemek
nasıl olduysa
saklı sevda
sevmek için geç ölmek için erken
neydi o bir zamanlar?
kimi sevsem, sensin
aydınlık neyin oluyor?
süheylâ değildi adın
zorro / kamçılı kadın
neydi o bir zamanlar
her sabah, yanılmak!..
her sabah, yanılmak!..
yağmur gemileri
mevsimidir
yalan / şehir
yanılsama
uçuk kızlar balladı
bu nasıl sonbahar?..
bu nasıl sonbahar?..
ayaküstü aşk
ayaküstü intihar
ayaküstü cinayet
“aranıyor”
ben tuzparça yerdeyim
çiftin çifte yalnızlığı
di’li geçmiş
di’li geçmiş 1
di’li geçmiş 2
di’li geçmiş 3
ne kadar izmir / 1
ne kadar izmir / 2
ne kadar izmir / 3
ne kadar izmir / 4
ne kadar izmir / 5
çağrışımlar
1. birbiri olmak
2. m’ba
3. o kızlar
4. beykoz’a yolculuk
5. kanlıca’da mehtap
6. ikinizden hanginiz?
7. mustafa suphi’nin neferi
8. yoksa “tecrit”te misiniz?
9. yazın son günleri
bana bir şimşek çak
sonra o güller
yani epeyce zindan
bu yaz da
hesap kitap
bana bir şimşek çak
meraklısı için ekler