Adına yaraşır bir romanı, bir öyküyü ya da bir şiiri bitirdiğimizde düş ve düşünce dağarcığımıza bir şeyler eklenir ister istemez, kendimize ve dünyaya ilişkin duygu ve bilgilerimize yeni öğeler eklenir. Yazınla fazla ilgisi bulunmayanlar bu saptamaların abartmalı, hatta yanlış olduğunu düşünebilirler, yazın yapıtlarının bizi gerçek yaşamdan koparıp düşler dünyasına kapattığını söyleyenler de çıkabilir. Ama, ne derlerse desinler, yazınsal söylem her zaman dünyaya, topluma, benzerlerimize yöneltir bizi, adına yaraşır her yazar, adına yaraşır her ozan dünya, toplum ve benzerlerimiz üzerine kendi aynasını tutar.