''Benim şehrimde deniz bile yok ama onun gözlerinde koca bir okyanus var.''
Çoook çok sevdiğim bir Zeynep Sey romanı. Pişmanlıkla söylüyorum ki maalesef yazarın solucan kitabını da okumuş bulundum, gerçekten çok kötüydü. Ama önemli olan yazarın kendini bu kitaba gelene kadar bu denli geliştirebilmiş olması.
Kitap Işıl isimli el bebek büyütülmüş bir kızımızın hayatı sorgulamasıyla başlıyor. Karakterimiz, hayatının mükemmel olduğunu, eğlenceli bir arkadaş çevresi, hoş bir sevgilisi, ortalamanın üstünde parası ve ailesi olduğunu, o zaman neden bir şey eksik, neden tam olarak mutlu olamadığını düşünüyor. Ve bu şekilde yavaş yavaş hayatının arkasındaki gerçekleri, gözünün önünde olan ama incinmekten korktuğu için göremediği yalanları fark ediyor. Hiç de mükemmel bir ailesi olmadığını, sevgilisinin onu aldattığını ve arkadaşlarının onu kullandığını, tüm bunların gözünün önünde olduğunu ama incinmek istemediği için görmezden geldiğini, o görmezden geldikçe yalanların ve sahteliklerin büyüyüp gerçekliğin önüne geçtiğini fark ediyor. Bu yolda da ona Oflaz eşlik ediyor.
Yazar, bu kitabı iki amaçla yazmış, birincisi, Işıl'ın dünyasının yıkılışını ve yalanları ve gerçekleri görmemiz, ikincisi ise Oflaz'ı tanımamız. Kitapta bir yerde Işıl, ''Seni yazmalılar, yıllar sonra bile hatırladıklarında insanların kalplerini ısıtan bir roman karakteri olmalısın,'' diyor ve yazarın amacı da tam olarak bu. Unutulmaz bir karakter yazmak. Ve gerçekten yazmış, Oflaz yaşını, şehrini bile bilmeden bağlanabileceğimiz, hayatımızda olmasını isteyeceğimiz eşsiz bir karakterdi.
Okuyun, okutun. 5/5'♥