Belki de ölüm aslında böyle bir şeydi; bedbahtlık, bitkinlik, çaresizlik ve kaçınılmaz sona doğru bir dizi adım fikrine alışmaktan başka bir şey değildi. Kimin evine gidip yatma, sevdiklerinin arasında olma, hayatından memnun olup bir amaç için uğraşma ve ona ulaşma lüksü vardı? Ölüm kişisel gelişime ya da zamana ne zamandan beri önem veriyordu ki? Belki zaten zaman diye bir şey de yoktu.
Sayfa 332