Bil ki, lanet etmek, kötüdür. Hayvana, insana, elbiseye, neye olursa olsun böyledir. Resûlullah (sallâllahüaleyhi ve sellem) buyuruyor: «Mü’min lanet etmez»
Bil ki hasedi bir kimseye bir nimet gelir, sen onu beğenmezsin, istemezsin, o nimetin elinden çıkmasını istersin demektir. Bu ise kat’î delillerle haramdır. Allahü Teâlâ’nın takdirini ve hükmünü beğenmemeyi gösterir. Kalbin pisliğidir, habisliğidir.
Kadınların da güzel erkeklerden kaçması lâzımdır. İsteyerek olan bakmaları haramdır. Gayr-i ihtiyari göz alırsa günah değildir. Fakat ikinci defa bakmak haram olur. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu: «İlk bakış senin için, diğerinin ise günahı senin içindir». Yine buyurdu: «Bir kimse âşık olsa, kendini korusa ve gizli tutsa ve bunun sıkıntısında ölse, şehid olur». Kendini korumak da, birinci bakış tesadüfen olduysa, ikincisinden koruyup bakmamak, bakmayı istememek ve bakmak istememeyi kalbinde bulundurmaktır.
Hz. Ali (ra) buyuruyor; ayakta iken namazda Kur`an okuyan bir kimse için her bir harfe karşılık yüz sevap vardır. Oturarak namazda Kur`an okuyan için elli, namazın dışında abdestli olarak Kur`an okuyan için her bir harfe karşılık yirmibeş ve abdestsiz olarak okuyan için ise on sevap vardır.
İsa aleyhisselâma, "Sana edebi kim öğretti?" diye sorduklarında, "Hiç kimse öğretmedi, kimin bir kötülük yaptığını gördüysem , o kötülüğü yapmadım ", buyurdu.
Bir iş yapmadan önce hatırına gelene dikkat etmeli ve bu hususta kalbine nasıl düşünceler geleceğini devamlı kontrol etmelidir. Allahü Teâlâ’nın doğruyu vermesini gözetir. Nefsinin arzusu ise durur, Allah’tan hayâ eder ve kendinde niçin böyle bir istek meydana geldi diye kendini ayıplar, nefsine kızar. Bu işin kötülüğünü, zararını ve kıyametteki, cezasını kendine söyler. Bütün düşüncelerin başında, böyle murakabe farzdır.
Ömer (radıyallahü anh) buyurdu:
«Sabahleyin kalktığım zamab işlerimin zor veya kolay olacağından korkmam . Çünkü benim için hangisi hayırlıdır bilemem.