Bu kitabı okumayı baya erteledim. Sebebi de popüler kültür olmasıyla ilgili. Gerçi yeraltı edebiyatı normalde popüler kültür sayılmıyor ama demek ki Hakan Günday popüler kültüre hitap etmiş bir şekilde ki, kitabı bu kadar okunmuş. Yıllardır kullandığım whatsapp önsözüm : 'Kafam il olma izni ala bilecek kadar kalabalıktı' Bu cümlenin Hakan Günday'a ait olduğunu bilsem de, hangi kitaptan olduğundan haberim yoktu. İyi ki oldu, zira doğru olanı 'Kafam, bir politikacıdan il olma sözü alacak kadar kalabalıktı' olacaktı.
Geçelim önyargılarımı yıkıp kitabı okuduğum kitapla ilgili düşüncelerime. Kinyas ve Kayra isimli 2 arkadaşın maceralarından, çapraz hayatlarından bahsediliyor. Kitabın ilk kısmında ağır bir şekilde 'Otomatik Portakal' dakı Alex ve Dim geldi aklıma. Alkolün ve uyuşturucunun tesiriyle ve ya tesiri olmadan cinsellik ve şiddetin yatağında yuvarlanışları, sebepsiz yere insanlara yaptıkları kötülükler ve s. Bunlar çokta keyif aldığım bölümler değildi, zira benzeri yapıldı, filmi bile izlendi. Ama kitabın 2ci kısmındaki Kinyas-ın hayatı bana daha cazip geldi. Duygular o kadar derinlemesine işlenmiş ki, gözlerimin dolduğu bile oldu. Genel olarak dark bir kitap ve karamsarlığı buram buram hissediliyor. 500 sayfa deniliyor, ama kesinlikle daha fazla, çünkü dolu dolu sayfaları var. Biraz yorucu okuması, ama değer mi diye sorarsanız, sırf Kinyas karakteri için değer :) İyi okumalar