Kıraleli

Osman Şahin
Yoksa yoksuluz, kimsesiz diye bizim yaşamak hakkımız yok mudur?
Sayfa 33
Halkın savaşı, başkaldırısı Kralı korkuttu. Yeni yasalar çıkararak önlemler aldı. insanların toplanmaları kısıtlandı. Köyden kente, kentten köye gidiş-gelişler durduruldu. Aramalar yapıldı. Ülkede herkes doğup büyüdüğü yerde oturmaya zorlandı. Kıraleli resimlerinin yerine daha büyükleri asıldı. Bu resimlere selam verme zorunluluğu kondu. Karşı gelenler tutuklandı. Boyunlarına sığır karnı geçirilerek sokaklarda dolaştırıldı. Köpeklere atıldı. Herkesin peşine ajanlar kondu. Herkes birbirinden kuşkulanır oldu.
Sayfa 12
Kıralınız halkından sevgi, merhamet ve bağışlanmak istiyor!.. İhtiyarın sözlerini herkes duymuştu. Az sonra sözleri geniş uğultular halinde tekrarlandı. Sevgi istiyor sevgili... Kıral bizden, zülmettiği halkından sevgi, merhamet ve bağışlanmak istiyor!.. -Fakat zalimler bağışlanmaz..! Ona hiçbir zaman sevgimizi vermeyeceğiz... Affetmiyeceğiiz!.
Sayfa 23
Kıral birgün olsun halkına görünmez, sorunlarıyla ilgilenmezdi. Halka görünmek yerine kendi ellerinin boy boy resimlerini yaptırır, kentin duvarlarına astırırdı. Resimlerin altına da, «Kıral eli» yazısını yazdırırdı. Vatandaşın biri bir suç işlese ceza olarak tabanlarına kızgın demirle «Kıral eli» damgası basılırdı. Kraliyet mührünün altından bile "Kıral eli" resmi çıkardı. Komşu ülkeler bu ülkeye bu nedenle «Kıraleli» ülkesi derlerdi. Kıralelinin insanları yoksul, sabırlı, dürüsttü. Ovaları verimsiz, dağları ormansızdı. Kıral ise çok zengindi. Kentin ortasında çevresi yüksek duvarlarla örülmüş bir sarayda otururdu. Perdeleri atlastan, kapıları gümüştendi sarayın. Kılıçlı mızraklı nöbetçileri vardı. Hazineleri dillere destandı. Köşklerin, konakların sayısını bilen yoktu.
Sayfa 8
Köylüler, meyve vermeyen ağacı dikmezler. Toprağın kuvvetini almasın, onu oyalamasın isterler, Bu nedenle köylerde baharları çiçekten, yazları meyveden geçilmez. Gölgesine oturulan ağaç insanı aç koymaz. Çocuklarımız yarının meyveye duracak ağaçları, bugününse fidanlarıdırlar. Yaşça bizden küçük olabilirler ama, umutları bizden büyüktür. Bu nedenle çocuklar önemli insanlardır bence. Onların zamanını öldürmemeliyiz. Açık, aydınlık kitaplarla karşılarına çıkmalıyız. Bu kitaplarda, dünyanın neresinde olursa olsun, halka zülmedenlerin yanlarına kalmayacağını, sonunda yenilip halkın önünde diz çökeceklerini de vurgulamalıyız. Kısaca, çocuklarımız için yazacağımız her kitap, onların geleceğe dönük umutlarını çelikleştiren birer örs, birer ocak olmalı. İlk çocuk kitabımla bu ocağa bir ateş koyabildim mi?
Sayfa 4
Resim