Ester… Nam-ı diğer Kiraze. O Kiraze ki bana tarihi romanları sevdiren karakter oldu. Bu türde tavsiye isteyenlere başlamak için en doğru bulduğum kitap bu yüzden. Tabi ki Solmaz Kamuran’a duyduğum hayranlıkta cabası.
.
Thomas Brooks, “Hırs; yaldızlı bir sefalet, gizli bir zehir, gizli bir veba, aldatma mühendisi, ikiyüzlülüğün annesi, kıskançlığın ailesi, kötülüklerin aslı, kutsallığın güvesi, kalplerin körü, ilaçları hastalığa çeviren ve ilaçları hastalıklar haline getirendir.” demiş. Ne kadar da haklı. Safiye Sultan’ın adını verdiği genç ve güzel Kiraze de hırsıyla varoldu, kendi sınırlarını aştı ve hırsı sonu oldu. İspanya kraliçesi tarafından sürgün edilmiş Sefarad Yahudi’si bir ailenin kızıydı oysa. İstanbul’a yerleşip Osmanlı tarihinden kesitler sunmaktı Kiraze karakterinin görevi. Bunu layıkıyla aktarmakla kalmayıp yaşadığı aşk, nefret, entrika, başarı ve risk dolu acı hikayesini de paylaştı bizimle.
.
15. yüzyılın son yılları ile 17. yüzyılın ilk yılları arasındaki yaklaşık 100 yıllık dönemin Osmanlı Tarihini anlatmakla birlikte Osmanlı'nın iç ve dış politikalarını da aktardığından net bir Avrupa tarihi de içeriyor, Kiraze. Bu özelliğiyle de enfes bir genel kültür kaynağı olduğunu düşünüyorum. Ve de ülkesinden sürülüp türlü acılar yaşamış bir kadının bohçacılıktan, tüccarlığa, tüccarlıktan saray mücevheratçısı olma uğrunda çevirdiği entrikalara da şahit oluyoruz. Gözünü hırs bürüyen insanlar için yükseldiği an değil de, bunu hile ile yürütenlerin alçalmak zorunda olduğu anları hatırlanıyor çoğu zaman. Keyifli bir tarihi yolculuktu.
