Kırık Hayatlar

Halid Ziya Uşaklıgil

Kırık Hayatlar Gönderileri

Kırık Hayatlar kitaplarını, Kırık Hayatlar sözleri ve alıntılarını, Kırık Hayatlar yazarlarını, Kırık Hayatlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
416 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Kırık Hayatlar, Halid Ziya Uşaklıgil'in Servet-i Fünun döneminde yazdığı son romanıdır. Eser ilk olarak 1901 yılında Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilmeye başlanmış fakat sansüre uğradığı için tamamlanmamış ve 1902 yılında tefrika yarıda kalmış. Daha sonra 1922 yılında Vakit Gazetesinde tekrar baştan tefrika ediliyor ve 1924 yılında da
Kırık Hayatlar
Kırık HayatlarHalid Ziya Uşaklıgil · Özgür Yayınları · 20161,573 okunma
Mebzul [Bol], aktıkça artan, birbirini kovalayarak, ellerini sulayan bol yaşlarla, ağladıkça ruhunda şifa bulan bir yaranın iyileştiğini duyarak, uzun uzun ağladı...
Sayfa 413 - Özgür Yayınları 2010 BaskısıKitabı okudu
Reklam
Aralarında öyle kelimelerin kamçıları vardı ki birbirinin yüzüne çarpıldıkça ikisinde de titreyen dudakların, gıcırdayan dişlerin, pençe, pençe kanla yanan yanakların daha büyük, daha keskin bir tahkir ile intikam arayan kinini uyandırırdı.
Sayfa 353 - Özgür Yayınları 2010 BaskısıKitabı okudu
“Vedide, senin yanında, işte böyle, omuz omuza, nefesini nefesimi okşayarak, ellerin ellerimi sıkarak, her gün böyle her gün beraber..”
Ah! İnsan, ne anlaşılmaz ve genellikle ne pis bir bilmeceydi…
Ömer Behiç kötü bir adam olmaktan korkuyordu. Kendisini o derece iyi, insanların en iyisi bilirken şimdi bir cinayet işlemek üzere kararını almış ve aynı zamanda vicdan azabına bâdi olabilecek mülahazaların [yol açabilecek düşüncelerin) girebilmesine müsait bütün menfezleri [delikleri) kapamıştı. Evet, sadece, kötü ve iğrenç bir adam oluyordu. Şimdi şurada, odasını kilitleyerek yazıhanesinin üstüne kapanmak ve kana kana ağlamak, iflasa müncer olan [sürüklenen] namuslu adamlığın üstünde matem tutmak ihtiyacını duydu.
Sayfa 196 - Özgür Yayınları 2010 BaskısıKitabı okudu
Reklam
Her akide bir uçurumun kenarında dolaşıyor, demek. Küçük bir sendeleyişle bayırdan yuvarlanmak muhakkaktı ve etrafına uzanan istihlás [kurtuluş] elini her tutunulmak istenen çalı demetinden ancak biraz çamurla kan toplaya toplaya, daha aşağılara düşüldükçe nerelere kadar inmek mümkündü.
Sayfa 193 - Özgür Yayınları 2010 BaskısıKitabı okudu
Hayatta bir insanın tamamıyla, bütün manasıyla mutlakıyet ile [kesinlikle] namuslu olmasına imkân var mıdır?
Sayfa 193 - Özgür Yayınları 2010 BaskısıKitabı okudu
Bugün birinci defa olarak yalan söyleyecekti, birinci defa olarak yalanın hain eli evinin kapısına vuracak ve eşiğinden geçecekti.
Sayfa 192 - Özgür Yayınları 2010 BaskısıKitabı okudu
Mademki bir kahkahanın yanında bir matem enini [yas inleyişi] vardı, hayatı böyle kabul etmeliydi.
Sayfa 157 - Özgür Yayınları 2010 BaskısıKitabı okudu
Reklam
Evinde, yavaşça anahtarını sokarak kapısını açtı. Bu mini mini mesut yuva derin bir uyku ile uyuyor gibiydi. Merdivenin başında durdu, geniş bir nefesle bu evin saadet havasını teneffüs etmek istiyordu.
Sayfa 144 - Özgür Yayınları 2010 BaskısıKitabı okudu
Öyle bir müstesna mahluk, bir ince şiir ki, türlü hülya neşideleriyle (şarkılarıyla) nakşedilerek terennüm olunacak, gidilip dizlerinin kenarında oturulacak, o mini mini, yumuşak, beyaz, canlı bir çiçek zannolunan eller öpülecek.
Sayfa 125 - Özgür Yayınları 2010 BaskısıKitabı okudu
Birinin annesi öldükten sonra babası evlenmiş, oğlunu def edecek bir yer arıyor, başka birinin gözü açılmasın maksadıyla bir an evvel başı bağlanmak isteniyor, bütün öyle çocuklar ki, kendi kendilerini idare etmek üzere bırakılsalar boğulacaklar. Sonra bunlara: "Size işte bir karıyla bir sürü çocuklar. Hayatta, bu girdabın dalgaları içinde, kendinizden başka onları da kurtaracaksınız" deniyor. Bu zayıf çocuk kolları tabiatıyla bu müşkül vazifeye kuvvet bulamıyor, o zaman hep beraber, kendisi, karısı, çocukları hep beraber boğuluyorlar.
Sayfa 124 - Özgür Yayınları 2010 BaskısıKitabı okudu
Çocuk mektepten çıkar çıkmaz, hatta çıkmadan, biraz bıyıkları terliyor görünse etraf telaşa düşer, yetişti, büyüdü, artık yavrularını okşamak zamanı geldi denir, bu çocuktan bir koca, bir baba yapmak isterler. Lakin ondan evvel yapılacak bir şey var, her şeyden evvel onu bir adam, karısı için bir koca, çocukları için bir baba olabilecek bir adam yapınız.
Sayfa 123 - Özgür Yayınları 2010 BaskısıKitabı okudu
Aktar bu kulağı çekti, çekti bıraktı. O zaman Bekir hemen başını çevirerek diğer kulağını uzattı: - Bunu da kuzum, sevabına, ölmüşlerinin canı için, diyordu; biri uzun biri kısa kalmasın...
Sayfa 113 - Özgür Yayınları 2010 BaskısıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.