Eserde klasik bir aşk hikayesi içinde Selma karakteri üzerinden doğudaki kadının toplumsal konumu, din maskesi altında yapılan hırsızlık ve sömürü ele alınmış.
''Selma Karami yeni Doğulu kadının bir simgesiydi, ama zamanının önünde olan çoğu kadın gibi o da çağının kurbanı oldu ve bir ırmağın akıntısına kapılan çiçek misali, hayatın onu felaketine götüren akışıyla zorla sürüklendi'' (Alıntı)
Selma aynı zamanda ezilmiş ulusların da simgesiydi. Yaşayamadığı hayatı ve saklı duygularıyla egemen gücün kurbanıydı...
Selma'nın kanatlarını kıran elalem ne der korkusuyla saygınlığını kaybetmek istemeyen babası olmuştur. Adın çıkacağına canın çıksın misali... Eğer kadınsan babanın servetinin altında bile eziliyorsun...
"Uygarlık bugün her ne kadar kadının bilinçlenmesine yardımcı oluyorsa da, buna karşılık, erkeğin açgözlülüğü yüzünden, acılarını da çoğaltmaktadır. Dün kadın mutlu bir hizmetçiyken, bugün mutsuz bir metrestir! Dün gün ışığında
kör gibi yürüyordu, şimdi duru görüşüyle, koyu karanlıkta yürüyor! Bilgisizliği içinde güzel, sadeliği içinde erdemli ve zayıflığı içinde güçlüydü. Şimdi oyunlarıyla çirkin, zekasıyla yüzeysel, bilgisiyle de kalpsiz bir hale geldi. Güzellikle bilginin, incelikle erdemin, beden zayıflığı ile ruh gücünün tek bir kadında birleşeceği gün gelecek mi?" (Alıntı)
Keyifli okumalar...