Kırık Rapsodi

Neslihan Stamboli

Most Liked Kırık Rapsodi Quotes

You can find Most Liked Kırık Rapsodi quotes, most liked Kırık Rapsodi book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Bilimin uzayın sonsuzluklarina yönelmesi gibi sanat da insanın içindeki sonsuzluğa yönelmeli.
Hiyerarşi ve itaat etmeyi gerektiren bir dünyada yaşıyoruz. özünü teslim etmeyi, dayatılanlari kayıtsız şartsız kabul etmeyi gerektiren bir dünya! iç dünyamda ise bütün bunlara ayak direyen bir ateş alev alev yanıyor. Rengarenk bir geleceğe içelim arkadaşlar. Özgürlüğe!
Reklam
Bugün sahip olduğunuz maddi ve manevi ayrıcalıklarınızın bir övünç kaynağı olmasına kati surette izin vermemelisiniz. Çünkü aslında övünecek hiçbir şeyiniz yok ama topraklarınıza sahip çıkmak gibi büyük bir sorumluluğunuz var.Asaletiniz, sahip olduğunuz toprakları ve bu topraklarda yaşayan insanları korumanızı, onlara iyi bakmanızı, üretmelerine ve yaşamlarını sürdürebilmelerine yardımcı olmanızı gerektiriyor. Bu mevkiler ve onlar sayesinde elde edeceğiniz ayrıcalıklar güç ve saygınlık gözünüzü boyamasın. Elde edeceğiniz konumunuzu, sorumluluklarınızı yerine getirmek için değil de, yersiz kibrinizi körüklemek için kullandığınız takdirde sadece gülünç duruma düşmek ile kalmaz aynı zamanda kendinizi kandırarak gerçekten üstün olduğunuza inanmaya başlar ve etrafınızdakilerle birlikte felakete sürüklenirsiniz. Asalet sadece bir takım ayrıcalıklar, güç, prestij demek değildir. Bunların beraberinde getirdiği sorumlulukları üstlenmeli siniz. Asalet sorumluluk demektir. Soylu olmak soylu davranışlarda bulunmak zorunluluğunu da beraberinde getirir ve her şeyden önemli soylu biri, başkalarına yardım ettiğinde kati Surette takdir görmeyi veya karşılık almayı beklemez. Yardım eder, çünkü doğru olan ve esaretinin gerektirdiği davranış budur.
Gyula Krudy'nin yazdıkları geldi aklına: Mutluluk, arzuların tatmin olması ile ızdırapların başlaması arasındaki kısacık bir soluktur.
Dayanacak tek bir duvarı bile olmayan kapkaranlık bir odanın içine hapsolmuş hissediyordu kendini. Attığın adımın ne zaman boşluğa denk geleceğini bilemediğin için donup kaldıgin, çaresizlikle kıvrandığın, ama kılını bile kıpırdatamadığın açık bir hapishane.
Kendilerini bekleyen ölümün farkındalar mı acaba, diye düşündü. Böylesi bir huzurun arasında insanlar birbirlerinden nasıl nefret edebiliyor? nasıl savaşabiliyor? Nasıl birbirlerinin canına kıyabiliyorlar?
Reklam
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.