Çünkü eğer senin tarafından allak bullak edildiysem, demek ki sen zaten bendensin ve ben sensiz hiçbir yerdeyim. Önce tercüme etmeye kalkışıp sonra seni tanıyabilmem için kendi dilimin kırılıp boyun eğmesi gerektiğini görerek "sana" nasıl bir tarzda bağlı olduğumu bulmadan "biz"i bir araya getiremem. Sen benim bu yön şaşkınlığı ve kayıp üzerinden kazandığım şeysin. İnsan tekrar tekrar böyle varlık bulur işte, henüz tanımadığımız şey olarak.
Freud bize birisini kaybettiğimizde o kişideki neyin yitirildiğini her zaman bilmediğimizi hatırlattı. Öyleyse insan kaybettiğinde esrarengiz bir şeyle de karşı karşıya kalır: kayıpta bir şey saklanmaktadır, kaybın kuytularında kaybolan bir şey vardır.