Foucault, iktidarın kendisini "aşağıdan" kurduğunu, eşsiz bir zirveden kaynaklanmadığını tekrar tekrar söylemekten hiç bıkmaz: Bu zirve, mikro-pratiklerin çoğulluğunun, bunlar arasındaki karşılıklı ilişkilerin oluşturduğu karmaşık ağın ikincil sonucu olarak ortaya çıkar.
Toplum çoğunlukla tam tersi buyruğun kılığına girerek hipnotik bir trans hali içinde uykuya dalmamızı talep eder; "Nazilerin 'Almanya uyan' diyen savaş çığlığı tam da zıttını gizler." Adorno, "kitleler"in oluşumunu, egonun otomatik ve zorlantılı davranış yönünde bu şekilde "gerileme"si açısından yorumlar.
Kaba şiddet patlaması, kökleri öznenin cehaletinde yatan bir tür "harekete geçiş"tir, bu haliyle ona, büründüğü ana form kendi üzerine düşünen bilgi olan mücadeleyle karşı konabilir..