"Hangi dilde ağlar çocuklar,
Hangi dilde güler?
Ağlamak her dilde tek anlamda,
Çince, İngilizce, Türkçe.
Burnumuzu çeke çeke ağlamak,
Belki biraz çocukça,
Ağlamak içini çeke çeke
İnsanca.
Benim güzel çocuğum,
Ya ağlatmak nece?
Kölelerden, tuksaklardan başlatıp
Günümüzün ozanlarına kadar
Gözleri bağlı
Sorgularda, işkence evlerinde?
Çağına yakışır yaşamayı
Kısıtlayan tüm yasaklar
Yasalardan değil yalnız
Sözcüklerden bile atılmalı
Zorla güzellik yok!
Ozan da olsa dizelerinde
Atlatmaya zorlamak bizi
Ne ozanca, ne insanca, ne uygarca!
Ne yazık ki Atatürk benim kadar yaşamadı. Yarım yüzyıl, demek devrimler, devrimciler için çok kısa bir süre... Geri bırakılmış bölgeler için... Bunun gerçekliği şu günlerde açıkça anlaşılmıyor mu?