Öyküleri her zaman sevmişimdir...
Öykülerde çoğunlukla olay örgüsü kısıtlı, kahramanı az süreç ise yarış varmışcasına kısadır. Hayatın sadece bir olayına odaklanıp, o konu üzerinde yoğunluğu devam ederek ilerler. Bu da öykülerin sevilmesinde sanırım en büyük etkendir. Hani bir kitaba başlarız da biran önce sonuna ulaşmaya çalışırız ya; işte öykülerin sonuna hemen ulaşmak ve yoğun olarak olayı yaşayarak, hissederek öykünün sonuna biran önce gelir; düşüncemiz, duygularımız bir sonra ki hikayede yenilenerek başka bir hayata yelken açıyormuş hissini yaşatır ya, ben de tam bu yüzden öykü okumayı çok severim...
Bu eser, on yedi tane yazarın polisiye olarak kaleme aldığı kısa öykülerle dolu. Olay örgüsü, çözümlemeleri, cinayet sebepleri oldukça başarılı bir şekilde hayat bulmuş...
Birçok öykü psikolojik gerilim dolu. Kimi katil Şizofreni hastası, kimi ise soğukkanlı birer katil. Onları kovalayan, ipuçlarını takip eden, adaleti sağlamaya çalışan cinayet dedektifleri ise, ete kemiğe bürünmüşcesine ipuçlarını bizlerin takibine sunarak onlarla beraber cinayetleri çözmemizi sağlayacak kadar cömertler...
Kitabım baskısı ve editesi yeni bir yayınevi olmasına rağmen titizlikle yapılmış...
Polisiye tarzda kitap okumayı seven her okurun keyifle okuyacağı bu eseri tavsiye ederim...