Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Büyük Lanetler - Birinci Kitap

Kırmızı Büyü Yazmaları

Cassandra Clare

Kırmızı Büyü Yazmaları Gönderileri

Kırmızı Büyü Yazmaları kitaplarını, Kırmızı Büyü Yazmaları sözleri ve alıntılarını, Kırmızı Büyü Yazmaları yazarlarını, Kırmızı Büyü Yazmaları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Daldın," dedi Magnus. "Ne kadar romantik ve harika bir sevgilin olduğunu mu düşünüyorsun?" "Hayır," dedi Alec. "Balonu bir bacaya çarparsak seni nasıl kurtaracağımı düşünüyorum."
"Vay canına," dedi Alec. "Bu şeyi uçurmayı biliyor musun?" "Elbette! Sana Fransa kraliçesini kurtarmak için bir sıcak hava balonu çaldığımı anlatmamış mıyım?" Alec, Magnus şaka yapmış gibi sırıttı. Magnus da gülümsedi. Marie Antoinette ne dişli kadındı ama!
Reklam
Alec bir an ilgilenmiş gibi göründü. Ama sonra "Kabareyi mi diyorsun?" diye sordu kayıtsızca. "Biletlerde dokuzda başlayacağı yazıyor. Sence buradan oraya gitmek ne kadar sürer?" Alec'in daha önce doğru düzgün bir tatil yapmadığı besbelliydi. Savaşa gider gibi tatil planlamaya çalışıyordu.
Paris gezilerinin ilk durağıydı. Romantik bir Avrupa tatiline Aşıklar Şehri'nden başlamak klişe gibi gelebilirdi, ama Magnus klasiklerin boşuna klasik olmadığını düşünürdü. Neredeyse bir haftadır Paris'teydiler ve Magnus bu maceraya kendi stilini katmasının zamanının geldiğini hissediyordu.
Alec, Magnus'un onu düşünmesine şaşırmış gibi kaşlarını kaldırdı. Onu şaşırtmak hem çok kolay hem de çok zordu. Gölge Avcılarının keskin gözleri ve kuvvetli refleksleri vardı zira. Bir köşeyi döndüğünde ya da Alec dahasını isteyene dek şimdilik sadece uyumak için kullandıkları yatakta, Magnus onu asla hazırlıksız yakalayamıyordu. Öte yandan, Magnus'un onu düşünmesi gibi basit bir konuya bile şaşırabiliyordu.
Magnus elini çenesine dayadı. Alec'in bu ânının, yıldız ışıklarının ve Paris'in içinde sakladığı ihtimallerin insana haz veren beklentisinin tadını çıkarmak istiyordu. İleride bu hatıranın canını yakmayacağını umdu. "Cidden ne düşünüyorsun?" diye sordu Alec. "Seni," dedi Magnus ve ekledi: "Cidden!"
Reklam
Magnus işte bu sebeple, birlikte çıktıkları romantik Avrupa seyahatinin her adımını tek başına planlamak zorunda kalmıştı. Ama o Magnus Bane'di. Büyüleyici ve gizemliydi. Bu tür bir geziye kendi tarzını kattığında sonucun mükemmel olacağına şüphe yoktu. Meleklerin seçtiği bir savaşçıyla şık ve gösterişli bir iblis tohumunun Avrupa'da atılacakları aşk dolu macerada ne ters gidebilirdi ki?
"Yakın zaman önce tüm insanlığı yok oluşun kıyısından döndüren büyük bir savaş verdik. Ama insanlar bize minnettar değil, çünkü dünyadan haberleri yok. Ne şan şöhret kazandık ne de para. Ama ağır kayıplar verdik. Alec erkek kardeşini kaybetti, ben arkadaşımı. İkimizin de bir molaya ihtiyacı vardı. Alec'in bugüne dek kendini şımartmak adına yaptığı tek şey, korkarım, yeni bir bıçak alması olmuş. Onu mutlu edecek bir şeyler yapmak istiyorum. Hayatımızın karmaşasından bir süreliğine uzaklaşmak ve bu ilişkiyi gerçekten yürütüp yürütemeyeceğimizi anlamak istiyorum. Bize tavsiye edebileceğiniz bir gezi progra mınız var mı?" Seyahat acentesi çalışanı hayalinde bile telefonu yüzüne kapadı.
Evet, o kadar yeniydi ki, hâlâ birbirlerinin ritmine alışmaya çalışıyorlardı. Her bakış ya da dokunuş muhteşem ve heyecan verici olduğu kadar da tuhaf geliyordu. Bazen kendini Alec'e ya da Alec'i ona hayranlıkla karışık bir şaşkınlıkla bakarken yakalıyordu. Sanki ikisi de başlarına gelmesini hiç ummadıkları, ama sonsuz bir arzu duydukları bir şey yaşıyordu. Henüz birbirlerinden emin değillerdi, fakat olmak istiyorlardı.
Ama Alec bunu yapmıştı. Atalarının kutsal salonunda, orada toplanan Nefilimlerin gözleri önünde Magnus'u dudağından öpmüştü. Magnus'un upuzun hayatının şüphesiz en güzel ve dokunaklı sürpriziydi.
451 öğeden 291 ile 300 arasındakiler gösteriliyor.