Kırmızı Pelerinli Kent

Aslı Erdoğan

En Yeni Kırmızı Pelerinli Kent Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Kırmızı Pelerinli Kent sözleri ve alıntılarını, en yeni Kırmızı Pelerinli Kent kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kulağının dibindeki korkunç patlamayı duydu kuşkusuz, ama yorumlamaya zaman bulamadı. Şansı yaver gitmişti. Vurulduğunu bile anlamadan, ağır bir maske tarafından yeryüzüne çekiliyormuşcasına, yüzüstü kaldırıma devrildi. Dayanılmaz acılarla can çekişmeden, çok kısa bir süre içinde kesinkes öleceğini bilmenin dehşetini yaşamadan, tek bir ses çıkaramadan ölmüştü. Dimdik bir insan gövdesinin yere yıkılması ne kadar sürerse, işte o kadar bir zaman diliminde... Kişiliğine uygun düşen, gösterişsiz, tanıksız, tek başına bir ölüm...
Sayfa 156 - 22. Basım: Temmuz 2022 - Everest Yayınları
Ancak onu bekleyen en korkunç düş kırıklığı, dört duvar arasında, bir kül tablası deryasında geçen ve alnında bir başka çizgiyi derinleştiren sayısız gün ve gecenin sonundadır. Onca çaba, özveri, çırpınış ve bunalımın sonucunda ortaya çıkan, hiç de umduğu gibi bir köprü, ondan dışarıya, dış dünyaya ulaşan bir köprü değildir. Yaşam, bütün kayıtsızlığı ve alaycılığıyla akıp giderken, o yalnızca, gerçeğin korkunç çölünde kişisel bir gözlem kulesi yapmıştır. Çatlak tahtalarından rüzgârlar dolan, sallantılı, uğultulu bir kule... Sonuçta, eline kalem alan herkes şu soruyla fazlasıyla boğuşmak zorundadır: Gerçeğin ne kadarına DAYANABİLİRİM?
Sayfa 76 - 22. Basım: Temmuz 2022 - Everest Yayınları
Reklam
"İçimdeki şiddet ve dışarıdaki şiddet... Aralarındaki sınır taşları teker teker yerinden sökülüyor. Yaşam ile yazı, karşı karşıya durmuş, karnından konuşan iki vantrilok gibi. Biri sürekli ötekinin sesini bastırmaya çalışıyor. Artık hangisinin sözlerini duyduğuma emin değilim. Çıldırmak böyle bir şey olsa gerek."
Sayfa 62 - 22. Basım: Temmuz 2022 - Everest Yayınları
Çok, çok uzun zaman önceydi. Yalnızlığımı bir zırh gibi kuşanıp okyanuslara açıldım. Vardığım bu son durakta anlıyorum ki bir çember üzerinde dönüp duruyormuşum. Paslı kalkanlarımın ağırlığı altında iki büklüm, ucu küt kılıçlarla donanmış. Asla odak noktasına yaklaşamadan, her defasında sadece yörünge değiştirerek... Beni serüvenden serüvene sürükleyen, ne tutkuymuş ne de cesaret. Belki kaçma isteği, ama geçmişimden değil, geçmişimle birlikte kaçıyormuşum. Çarptığı cüzdanla son sürat koşarken paraları sağa sola döken bir yankesici gibi...
Sayfa 54 - 22. Basım: Temmuz 2022 - Everest Yayınları
Her kuruşun hesabını yapmak ağır geliyordu ona; "parasızlık" denilen o illetle, dünyanın onda dokuzunun çektiği sıradan, basit, bayağı durumla baş edemiyordu. Sorunu kişiselleştirmeyen, kendini maddi dünyanın üzerinde gören entelektüel tavrı özgüvenini ayakta tutamıyordu ne yazık ki. Durup dururken eski takılarını gözden geçirmiş, fularlar, şapkalar, koca koca tahta kolyeler takmaya başlamıştı. "Aç adamın havası fazla olur," der ya Afrikalılar... Ne zaman parası bitmeye yüz tutsa, onu daha müsrifçe harcıyor, küçük hovardalıklara, kaprislere, egosunu pohpohlayacak armağanlara çarçur ediyordu... Parasını “özel bir şey" için harcamak, hayatla ateşkes imzalamak gibiydi. Küçük küçük zevk yudumları, acıyı da küçük küçük kadehlerde içmesini sağlardı belki.
Sayfa 47 - 22. Basım: Temmuz 2022 - Everest Yayınları
Kıdemli bir göçmendi, insan için "vazgeçilmez" olanın bir çantaya sığabileceğini, geriye kalan her şeyin gözden çıkarılabile ceğini çoktan öğrenmişti. Nesneleri, mekânları sahiplenmekten, kişiliğinin yansımalarına çevirmekten herhangi bir doyum almazdı. Tropiklere özgü çürüme kokusunun boydanboya sindiği evde, işlevselliği olmayan, estetik duygusuna yönelik tek bir şey yoktu.
Sayfa 38 - 22. Basım: Temmuz 2022 - Everest Yayınları
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.