Kırmızı Yolculuk

Hülya Erbeyli
Yazmalıydı herkes kendi ruhunun, özünün getirdiği hayali hatırlamasına ilham olacak birkaç cümle bile olsa!
Sayfa 155Kitabı okudu
Gerçek güven ilişkisi karşınızdakinin davranışına, söylediklerine, tutamadığı sözlere, yaparım deyip yapamadıklarına bağlı değildir. Güven ilişkisi, karşınızdakinin kalbini ne kadar görebildiğinize, size kalp duvarlarını ne kadar açtığına bağlıdır.
Sayfa 132
En çok konuşma ihtiyacı duyanlar kendini en az dinleyenlerdir.
Sayfa 134Kitabı okudu
Teoriye göre esas güç insanın kendi gölgede kalan yanlarını bulması ve onlarla barış sağlamasıydı. Aksi takdirde diğerlerini yargılayarak, strese girerek gücün kontrolünün diğer tarafa geçmesine yardımcı oluyorduk. Sanırım ruhunuzdaki yaralara birileri basıyor ve biz nedenini bilmediğimiz acılar çekiyorduk.
Sayfa 94
Gurur kişinin hassas ve kırılgan olan parçalarını örtme çabasıyla kendini korumak için çocukluktan itibaren geliştirdiği bir maskedir. Güçlü olma, her şeyi kendi başına yapabilme gayretinin abartılmış halidir ki bu da kişiyi karşı taraftan destek ve yardım almama davranışına yönlendirir. Başkalarından bir şey kabul etmeyi zayıflık Sayar ve hep veren olmayı tercih eder. Oysa yaşam alma-verme dengesi üzerine kuruludur. Almayı beceremez, bilmez, kabul edemez. Bu yüzden yaşamın, dolayısıyla kendisinin dengesini bozandır. Bir adım ötesiyse gizli kibre dönüşür. Hep vererek kendini daha değerli ve önemli hisseder; bunu var olma ve hayatta kalma stratejisine dönüştürür. Kendi bile farkında değildir kibrinin. Altta değersizliğini, hassaslığını örtme çabası vardır. Zira almak, kabul etmek mütevazılığı ve alçak gönüllüğü gerektirir.
Sayfa 100
Zihninin sisleri dağıldıkça kendine ve etrafındakilere verdiği acının yası da ortaya çıkmaya başlamıştı.
Sayfa 79
Kalp masum bir çocuk gibidir. Bolca kırılmışlıkları, can acımışlığı olsa da yine, yeniden sevebilme kapasitesine sahiptir. Dualitesi yoktur, iyi kötü ayrımını yapmaz; tüm varoluşa kucak açar.
Sayfa 76
Bazı şeyleri bilmemize rağmen davranışa dökemeyebiliyoruz. Çünkü o bilgiyi duygusal bedeni geçerek fiziksel bedene indiremiyoruz. Dolayısıyla davranış da o olma haline geçemiyor. Daha çok bilgiye sahip olan insanlarda bu filtreler çok daha fazla. Ne kadar bilgi o kadar zihin filtresi.
Sayfa 129
Resim