Kar Asırlar Boyu Kan İzlerini Örtmek İçin Yağdı...
Kafkaslar'dan uludağ'in eteklerine esen bir rüzgâr kulaklarımıza kadim sırlar fısıldıyor...
Pek çok gizemli masal Kafdağı'nın ardında başlar ve kim bilir nerede son bulur? Orası, gerçekle hayalin, umutla çaresizliğin, aşkla nefretin, kavgayla sükûnetin bir arada harmanlandığı gerçeküstü bir diyardır.
Bizim masalımız Kafdağı'nın kıyısında başlayan yüzlerce yıl sürecek bir lanetin kadere karşı çaresiz kıldığı âşıkların izini sürüyor.
Ve artık öğreniyoruz ki, Kafdağı'nın eteklerinde alınan nefeslerin, çarpan kalplerin, dökülen gözyaşlarının bir farkı yoktur Uludağ'ın kıyısındakilerden...
Mehmet'in kalbi de tıpkı büyük atası Rostom gibi ancak aşkıyla dolu olduğunda çarpabiliyor. Bu masalda bazen keskin gerçeklerle baş edemeyecek kadar naif, derin, duyarlı hatta bazen de hayata karşı savunmasız insanlarla tanışıyoruz.
Yıllar ve yıllar süren hayatlarda herkesin anlattığı masallar vardır elbet, ama Kış Masalları onu okuyan ve dinleyen herkesin kalbinin bir köşesinde iz bırakacak, bildiğimiz tüm kadim hikâyeleri hafızalarda tazeleyecek, gizemli ve olağanüstü öyküsüyle ruhlarımıza nüfuz edecek.
Eğer siz de uzun zamandır roman yazılmadığını düşünenlerdenseniz, Kış Masalları'nı okuduktan sonra fikrinizi değiştirecek ve onu başucunuzdan ayırmayacaksınız.
(Tanıtım Bülteninden)
