Sonbaharda bahtınıza hep hüzün düşer.
Kalbinizin bütün yaralara açık yeridir sonbahar. Yoksa şiir miydi o? Sonbahar ve şiir; ikisi de olabilir.
Bu mevsimde hüzün yüklü bulutlar geçer göğünüzden ve birçok hatıra göğsünüzden. Yağmur başlamıştır bir kere, birer akarsu olmuştur pencereye vuran damlalar. Dışarı baktığınızda ıslak görünür dünya, içeri baktığınızda ıslak. Dedim ya sonbaharın hatırası hüzün yüklüdür.
"Sözlükleri kınıyorum! Ne kadar kifayetsizler onu anlatmakta. Leyla! Ah Leyla! Lügatte geceye benzeyen, karanlık demek. Dünya gözüyle kara kuru çöl kızı Leyla! Mecnun'un lügatinde öyle misin?
Tuhaf bir dünyadır burası Cahit Zarifoğlu’nun edebiyat dersinden bütünlemeye kaldığı, Muhsin Başkanın vatana ihanet suçundan yargılandığı...
Küçükçekmece Gölü’nün Büyükçekmece’den büyük olduğu, Denizli’nin denize kıyısının olmadığı...
Doktorlar hastalara dağ havasını tavsiye ederken insanların akın akın sahillere doluştuğu... Sahil demişken şunu söylememe izin verin: Yıllar önce güney sahilinde yaşayan aileler deniz kenarındaki tarlaları ‘verimsiz’ olduğu için kızlara, dağ başındaki tarlaları değerli olduğundan erkek çocuklara bırakmışlar. Damatlar otel kurup zengin olmuş, oğlanlar hâlâ domates, salatalık yetiştiriyor...