Kısa Kıbrıs Tarihi

Tommy Clark

Quotes

See All
Yunan milliyetçiliğine tepki olarak Türk ulusalalığı da artmaktaydı ve Rumların baskısına karşı TMT (Türk Mukavemet Teşkilatı) oluşturuldu. 21 Aralık 1963'ün erken saatlerinde Kıbrıs Rum polisi Lef­koşa' da bir taksiyi durdurarak Türk mahallesindeki evleri­ne giden Kıbrıslı Türklerin kimliklerini görmek istedi. Rum polisler kadın müşterilerin üstünü aramak isteyince Kıbrıslı Türk şoför Zeki Halil araya girdi ve polise anayasal haklarım anımsattı. TMT Kıbrıslı Türklere böyle durumlarda sesleri­ni yükseltip haklarını dile getirmeyi öneriyordu; bu yüzden Zeki böyle davranmıştı. Bu arada çevrelerinde bir kalabalık birikmeye başlayınca polis destek istedi. Gelen Rum polisler­den biri taksi şoförüne ve onu korumak isteyen Kıbrıslı bir Türk kadınına ateş ederek ikisini de öldürdü. Ayrıca darbele­re maruz kalan sekiz kişi de yaralandı.
Sayfa 53 - Say YayınlarıKitabı okudu
Kıbrıs Rum silahlı kuvvetleri Maratha, Santalaris ve Aloda'da kahveleri bastılar ve askerlik çağındaki tüm erkekleri ve çocukları esir aldılar. Sonra kadınlara, kız ve erkek ço­cuklara tecavüz ettiler ve kasabada buna tanık olan herkesi öldürdüler. Çok az sayıda Kıbrıslı Türk kaçmayı başarabildi (Aloda'daki katliamdan sadece üç kişi kurtulabildi), kalan­lar toplu mezarlara gömüldüler. Birleşmiş Milletler bu katlia­mı "insanlığa karşı işlenen bir suç" olarak nitelendirdi. Tochni kasabasında EOKA B mensupları ve Rum ordusunun subay­ları Kıbrıslı Türk erkeklerinin ve erkek çocuklarının tümünü tutukladı, gece boyu gözaltında tuttu ve sabahleyin otomatik silahlarla ateş edip öldürerek toplu mezarlara gömdü. Ada­daki birçok köyde yaşayan Kıbrıs Türklerinin "hemen hemen tamamı yok edildi."17 Paphos'taki, Türk mahallesinde BM temsilcisi üç yaşındaki bir oğlan çocuğunun bedenine 30-40 kurşun saplanmış olduğunu gözlemledi.
Sayfa 80 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
2004 yılında Eğitimde Reform Komitesi Kıbrıs Rum kesimindeki eğitim sistemini inceledi ve bunun "Kıbrıslı Rum olmaya odaklı, son derece ırkçı ve kültürel açıdan tek yanlı," aynı zamanda "dinsel yapıda" ol­duğunu saptadı. Buna karşın Kıbrıslı Türkler "dünyanın en laik Müslümanlarından" olarak nitelendiriyorlar ve okul­larda okutulan tarih kitaplarında "mazlum Kıbrıslı Rumlara anlayışlı davranmak" telkin ediliyor.
Sayfa 99 - Say YayınlarıKitabı okudu
Kıbrıs Rum Devleti'nin bir başka şikayeti Türk ordusunun Kıbrıs Cumhuriyeti'ne ait olan topraklara saldırdığı ve bu toprakları "işgal etmeyi" sürdürdüğü yolundaydı. Sık sık "Kıbrıs Rumlarındır" sloganı kullanılıyordu. 2001' de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kıbrıslı Rumla­ra kısmen hak vererek KKTC ile Kıbrıs Cumhuriyeti arasın­daki sınırın toprak mülkiyetiyle ilgili insan haklarının ihlal edildiğine, Kıbrıslı Rumların kuzeyde 1974'den önce sahip oldukları evlere ve arazilere geri dönme haklarının olduğuna karar verdi. Kararda Kıbrıs Türklerinin güneyde evlerinden zorla çı­karıldığından söz edilmiyordu. Birleşmiş Milletlerin hazır­lanmasına ve uygulanmasına yardımcı olduğu, her göçün gönüllü olmasını sağlayan Gönüllü Nüfus Mübadelesi anlaş­masından da söz edilmiyordu.
Sayfa 91 - Say YayınlarıKitabı okudu
Kayıp kişiler sorunu bu siyasal yaklaşımın bir örneğini oluş­turmakta. Kıbrıs Rum yönetimi 1.619 kişinin kayıp olduğu­nu ileri sürmekte ve bunun sorumlusunun Türk Devleti ol­duğunu ileri sürmekte. Mecliste oybirliği ile onaylanan karar bu kayıp kişilerin tek sorumlusu olarak Türkiye'yi işaret ediyor. Bu sorundaki ilk garabet Kıbrıslı Rum politikacıların "kayıp kişi' tanımlamasında ortaya çıkıyor. Devlet kayıp kişiyi "20 Temmuz 1974'teki Türk saldırısından bu yana kayıp olan... ve devletin elinde onun öldüğüne dair hiçbir kesin bilgi bulunmayan kişi" şeklinde tanımlamak suretiyle kayıp kişi ile Türkiye'nin 1974'teki harekatı arasında kasıt­lı bir bağlantı kuruyor.
Sayfa 89 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.