Kitab-ül Hiyel

İhsan Oktay Anar
Puslu Kıtalar Atlası'yla birçok okuru şaşırtan ve sevindiren İhsan Oktay Anar'ın ikinci romanı Kitab-ül Hiyel, "eski zaman mucitlerinin inanılmaz hayat öyküleri"ni anlatıyor. Yafes Çelebi, Calud ve Lalezar Necef Bey'den Angilidis Efendi'ye, Samur ve Yağmur Çelebiler'den Uzun İhsan Efendi'ye bir sürü mucit, hiyelkar, aktarıcı, "rivayet edici", mağdur, sarhoş, meyhaneci, kahveci... Okuyanın okumayanlara kolay anlatamayacağı ama insanın birileriyle paylaşmak isteyeceği romanlardan, Kitab-ül Hiyel.
154 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1996
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Kitab-ül Hayal
154 syf.
·
Puan vermedi
Diliyle masalsı bir anlatımı olan
İhsan Oktay Anar
İhsan Oktay Anar
Kitab-ül Hiyel
Kitab-ül Hiyel
romanıyla Osmanlı zamanındaki mucitlerin hayat hikayelerini işliyor. Eserdeki çizimleri, entellektüel bilgisi, mizahıyla ve olay örgüsünün nesilden
Kitab-ül Hiyel
Kitab-ül Hiyelİhsan Oktay Anar · İletişim Yayıncılık · 20205,2bin okunma
154 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Eğer zaman yolculuğuna çıkmak istiyorsanız İhsan Oktay Anar kitapları idealdir. Bu romanda da sizi hiyel ilminin izinde geçmişe Osmanlıya ve dönemin mucitleriyle bir yolculuğa çıkarıyor. Kitapta bahsedilen kişilerin gerçeklikle bağlantısını kurmak sizi daha da içine cekiyor. Yafes Çelebi ile başlayan mucit yolculuğu Üzeyir efendi ile son bulurken sizde onlara tanıklık ediyorsunuz ve kendinizi hiyel ilmine kaptiriyorsunuz. İhsan Oktay Anar sevenler kesinlikle OKUMALISINIZ
Kitab-ül Hiyel
Kitab-ül Hiyelİhsan Oktay Anar · İletişim Yayıncılık · 20205,2bin okunma
154 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Not: Bolca spoiler içerir. Kitabı bitirdiğimde kapağını kapatıp bir köşeye kaldıracağımı düşünürken, son çeyrekte heyecanlanıp, roman boyunca kafamda oluşan çağrışımları araştırmadan duramadım.
Kitab-ül Hiyel
Kitab-ül Hiyelİhsan Oktay Anar · İletişim Yayıncılık · 20205,2bin okunma
İlim nokta idi Cahiller onu çoğalttı
144 syf.
·
Puan vermedi
Yazarımız bu eserini 1996’da kaleme almış henüz yaş otuz beş yolun yarısı eder zamanlarında..Kendisi lise yıllarında sık sık kaçar kütüphanelerde gün boyu rafları karıştırır kitap okurmuş.Bu romansı
Kitab-ül Hiyel
Kitab-ül Hiyelİhsan Oktay Anar · İletişim Yayıncılık · 20205,2bin okunma
154 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Bir gün biri bana hiyel ilminden bahsetseydi hiçbir şey anlamazdım ama şimdi az çok bir şeyler biliyorum.Son zamanlarda hiçbir kitap beni bu kadar şaşırtmamıştı.Dolayısıyla bu kitabı çok beğenmem için geçerli bir sebep oldu.Kitapta bir kaç mucidin acıklı ve ilmiyle imtihan içinde hayatını okuyacaksınız.Bazı durumlarda bu adamlar Avrupa'da yaşasaydı farklı mı olurdu diyeceksiniz.Yazar hayal gücünde sınır tanımıyor.Öykünün zihnimizde daha kolay canlanması için de kitap içinde bir çok çizim sunuyor.Böylece makineleri üç boyutlu hayal edebiliyorsunuz. Bilime aşık insanların biraz farklı olduğu ve farklı düşündüğünü zaten biliriz(the big bang theory(sheldon))Bu açıdan Yafes Çelebi de çok farklı bir insan,kitabı okurken onun kıymetini bilen birileri çıksın diye iç geçirdim.Üzerine bir çok film yapılmış bir konuyu anlatan kitabın ana sorusu şu:Makineler mi daha değerli yoksa insan mı?Eğer birisi mühendislik,bilim,teknik üzerine bir kitap sorarsa aklıma gelen ilk kitap olacak.Okunası güzel bir eser.
Kitab-ül Hiyel
Kitab-ül Hiyelİhsan Oktay Anar · İletişim Yayıncılık · 20205,2bin okunma
Düşünebilen insanlara ihtiyacı vardı!
154 syf.
·
Puan vermedi
Zayıflık denen şey hayat, iktidar ise ölüm değil miydi? Hiyel ilmini öğrenmeye hazır mısınız?
İhsan Oktay Anar
İhsan Oktay Anar
'ın masalımızı anlatımı ile Osmanlı döneminde yaşayan mucitlerin Hayal dünyaları ile yolculuğa çıkıyor ve mucitlerin yaptıklarını ve hayat hikayelerini öğrenirken hiyalkar, aktarıcı, rivayet edici, mağdur, sarhoş,Meyhaneci,Kahveci... karakterleri ile kitap bizi sayfalar arasında sürüklerken eserdeki Çizimleri, entellektüel bilgiler ve mizahi olaylarla hem şaşırtıyor hem de Eski dönemlerde yapılan icatlar ile ilgili bilgiler öğreniyoruz. Zamanımıza baktığımızda kullandığımız icat edilen birçok makinenin O dönemlerde temellerinin atıldığını görüyoruz. Mucitlerin hayal dünyası olmasaydı hayatımızı kolaylaştıran birçok makine var olmazdı sanırsam. Hayaller gerçekleştirilmek için vardır. Gerçekleştirilmiş olan hayallerin gelenler tarafından devam ettirilmesi,yapılan icat edilen çalışmaların nesillere aktarılarak ilerlediğini görüyoruz. Küçük bir hayalle başlayan, Arzu ile ihtirasla yapılan üç mucidin insanoğlunun modernleşme sürecine katkı sağladığı hayallerini hikayelerini çok Keyif alarak okudum. Sizlerde
İhsan Oktay Anar
İhsan Oktay Anar
kalemini ve geçmiş dönemlere ait hikayeleri seviyorsanız zaman zaman yazarımızın kitaplarına göz atmayı unutmayın. Akıcı,bilgi dolu, öğretici,şaşırtıcı ve merak uyandırıcı. Keyifli okumalar dilerim.
Kitab-ül Hiyel
Kitab-ül Hiyelİhsan Oktay Anar · İletişim Yayıncılık · 20205,2bin okunma
154 syf.
8/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Arapça da hile (hüner, tedbir,çare)kelimesinin çoğulu olan hiyel,ilimler tarihinde genellikle "makine bilgisi"veya"mekanik teknolojisi"anlamını taşır. İhsan Oktay Anar 'dan okuduğum Kitab-ül Hiyel hiç ummadığım şekilde keyif aldığım bir okuma oldu.Gerçek desem değil,masal desem hiç değil,ayrıntılarıyla o kadar çok şey anlatılmış ki,yazarın mekanik,fizik bilgisine hayran kaldım.Hiç ilgi duymam sanıyordum ama Yasef Çelebi ve kölesi Calud'un ,insanların faydalanabileceği ,diğer yandan bakılınca savaşta kullanılabilecek icatlarının üretiminin teknik anlatımı da ilgiyle okudum. Kafalarında tasarlayıp,sermayesini de buldukları mekanizmaların yapımının onayı,prosedürlere takılsa bile, iktidar tutkunu bu iki insan asla vazgeçmediler yeni şeyler üretmekten aksine hırslandıkça azıttılar.Yaptıklarıyla tek olma tutkusu felaketlerine sebep olur böylece.Özellikle Calud fazlasıyla iz bıraktı kafamda.Eğitmek için yanına aldığı Üzeyir'in yaşadıkları en az kendi yaşamı kadar ürkütücüydü. Yazarın diğer kitaplarıyla okumalarına devam edeceğim daha önce Puslu Kıtalar Atlası ve Suskunlar"ı okudum,onları da çok beğendim.Ayrıca Puslu Kıtalar Atlası'nda Uzun İhsan Efendi bu kitabında da karşımıza çıkar.Okumanızı tavsiye ederim Kitapla ve sevgiyle kalınız
Kitab-ül Hiyel
Kitab-ül Hiyelİhsan Oktay Anar · İletişim Yayıncılık · 20205,2bin okunma
154 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
puslu kıtalar atlası ardından ihsan oktay anar'ın okuyuclarına sunduğu ikinci eseridir. sırasıyla kitaplarını okumaya devam ettikçe, puslu kıtalar atlası'ndaki 'dertli' karakterini daha unutamamışken, bu kitabından aklıma giren 'davud' karakteri oldu. bu karakterler devreye girdiğinde, karakter ve kader sorgulaması yaptırıyor bana. ikisinin de hareketler, kaderleri, kontrol edemediği güçleri (diyelim), onları nedense çok ayrı kılıyor bende
Kitab-ül Hiyel
Kitab-ül Hiyelİhsan Oktay Anar · İletişim Yayıncılık · 20205,2bin okunma

Yazar Hakkında

İhsan Oktay Anar
İhsan Oktay AnarYazar · 9 kitap
Lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nde tamamladıktan sonra, aynı bölümden 2011 yılında öğretim üyesi olarak emekli oldu. 1995 yılında yayımladığı Puslu Kıtalar Atlası isimli ilk romanı, yirmiden fazla dile tercüme edildi ve hem içerik hem biçim olarak pek ilgi görüp beğenildi. Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri adlı romanı da İngiltere'de tiyatro oyunu olarak uyarlandı ve sahnelendi. Anar, 2009 yılında Erdal Öz Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü. İhsan Oktay Anar, 1960 yılında İstanbullu bir ailenin en küçük çocuğu olarak Yozgat'ta dünyaya geldi. Babası Mehmet Sait Bey, TEKEL'de müskirat eksperi, annesi Bedia Hanım ise memurdur. Süheyla ve Füruzan adlarında iki ablası vardır. Anar'ın ataları, 1893'te Kazan'dan İstanbul'a gelmiştir. Büyükbabası Abdullah Almaçov, ilahiyat tahsili yapmak için Fatih Medresesi'ne gitmiş ve burada müderrislik yapmıştır. 3 Mart 1924'te, Tevhîd-i Tedrîsât Kanunu ile medreselerin kapatılması sonucu medreseden ayrılmıştır. İstanbul'a yerleşen Anar'ın büyükbabası, Soyadı Kanunu ile "Anar" soyadını almıştır. İhsan Oktay, bu olayı şöyle anlatır: "...Anar soyadını amcam bulmuş. Amcam bir Rum kadınına âşık olmuş, ama kadın ona karşılık vermemiş ve 'Seni hiç unutmayacağım, daima anacağım.' adında (anlamında) Anar soyadını seçmişler..." Anar, babasının mesleği gereği ilk ve ortaokulu İstanbul'da okumuş; lise çağlarında İzmir'e taşınmıştır. Burada Karşıyaka Erkek Lisesi'ne başlamış ancak tamamlayamadan okuldan atılmıştır ve lise eğitimini Akşam Lisesi'nde tamamlamıştır. Akşam Lisesi'nde eğitim almaya başlayan Anar, gündüzleri tabela boyamaya başlamış; bu işi üniversiteye kadar devam ettirmiş ve üniversiteyi kazandıktan sonra da bırakmıştır. Lise eğitiminden sonra Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü'ne devam eden Anar, askerlik görevini ertelemek için aynı üniversitede yüksek lisans eğitimine devam etmiştir. 1995 yılında askerliğini teğmen olarak yaptı ve Kuzey Irak Harekâtı'nda görev yaptı. Yüksek lisans sonrası Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü'ne araştırma görevlisi olarak atandı ve 2011 yılında emekli oldu. Anar, felsefe bölümü öğrencisi olan Özlem Hanım ile 1999'da evlendi. Okuldan çok kütüphaneye giden Anar, bu nedenle Karşıyaka Erkek Lisesi'nden atılmıştır. Çalışmalarını roman alanında yoğunlaştırmış ve 2018 itibarıyla toplam yedi romanı yayımlanmıştır. Anar'ın 1991'de yazdığı ve yayımlatmak için dört sene boyunca çeşitli yayınevleriyle görüştüğü Tamu adında yayımlanmamış bir romanı da mevcuttur. Romanları genellikle göndermeler içermektedir. Kabaca birkaç örnek vermek gerekirse; ''Amat'' romanındaki İsrafil adlı çocuğun gemi borazancısı olup diriliş düdüğünü çalışı, kıyamet günü Sûr'a üfleyecek İsrâfil'i; alt ambar ise toprak altını ve kabiri sembolize etmektedir. Anar'ın ilk hikâyesi, Mor Köpük dergisinde yayımlanan "Kâfirler İçin Apologia"dır. Aynı dergide, 1985 yılında "Rabnûmâ" başlığıyla bir diğer hikâyesi daha neşredildi. "Yavuz Sultan Selim Han Efendimizin Çaldıran Meydan Muharebesi" başlıklı hikâyesi, Yapı Kredi Yayınları (YKY) tarafından çıkarılan Kitap-lık dergisinde yayımlandı. Yiğit Değer Bengi tarafından hazırlanan 1002. Gece Masalları adlı kitapta "İnşaat İşçisi Rıfkı'nın Dehşet Verici Akıbeti" isimli bir öyküsü yer aldı.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.