Kitabın ana kahramanı bir yazar. Kitap, bu yazara kim tarafından bırakıldığı belli olmayan bir “Kitap Evi” mirasını konu alıyor. Mirasın kimden kaldığı sorusu kitabın temel sorusu. Yazar, kitap evindeki kitapları karıştırarak bu soruya yanıt bulmaya çalışmaktadır. Bu arayışta okuyucuya çeşitli kitaplara kapılar açılmakta ve okuyucuda okuma isteği uyandırılmaktadır.
Her şeyin fazlasında olduğu gibi kitaplarla fazlaca bağ kurmanın bazı dezavantajları da (yalnızlaşmak, asosyallik, aile yapısının bozulması gibi) kitapta ayrıca işleniyor. Kitabın ana kahramanı bu ikilemde kalıyor; kitaplar mı? İnsanlar mı?
Kitaptaki olay örgüsü oldukça yavaş ilerliyor. Bu yönüyle zaman zaman sıkılmalar yaşanabiliyor. Ayrıca kitapta çok fazla yazım hatası var. Öyle fazla ki okurken görmezden gelmek mümkün değil. Özetle; okunabilir ama okunmazsa bir şey kaybedilmez türde bir kitap olduğunu düşünüyorum.