Bir rasathanede oturmuş, her gece teleskobundan yıldızların sonsuzluğunu, onların gizemli hareketlerini, karmaşasını, sönmesini, doğmasını inceleyen bir gökbilimci gibi dört köşe masasında oturan Jakob Mendel de gözlüğünün camları ardından kitapların bilinmeyen evrenine bakıyor, üzerinde yaşadığımız dünyanın tepesinde dönüp duran kitaplar dünyasının gizemini anlamaya çalışıyordu.