“Kitleyi meydana getiren bireyler kimler olursa olsun; onların yaşama biçimleri, işgüçleri, karakterleri yahut zekâları ister benzer, ister ayrı olsun, kalabalık haline gelmiş olmaları onlara bir nevi kolektif ruh aşılar. Aşılanan bu ruh onları,
her biri tek başına, ayrı ayrı bulundukları halde duyacaklarından, düşüneceklerinden ve yapacaklarından tamamıyla başka hissettirir, düşündürür ve yaptırır. Bazı düşünceler,
bazı duygular ancak kitle halinde bulunan bireylerde kendini gösterir veya hareket alanına çıkar.”
Kitleler psikoloji aslında akademik bir kitap olarak bilinse de bence ilgili herkes tarafından okunabilir. Çünkü kitapta kitle nedir, kitleler nasıl davranır, bilinçli ve bireysel bir davranış mı sergiliyorlar yoksa fikir ve düşünceleri de kollektifleşmiş mi? Bu soruların tamamının cevaplandığı bir kitap.. Sonunda ise zihninizde bıraktığı soru şu? Bende farkında olmadığım bir kitlenin içinde miyim? İçindeysem bu kitle nedir? Benden nasıl bir davranış sergilemem bekleniyor? Ve ben bu davranışı sergileyerek bu kitleye hizmet ediyor muyum?
Gustave Le Bon'un "Kitle Psikolojisi", modern psikolojinin temel taşlarından biri olarak kabul edilen önemli bir eserdir. Le Bon, kitlelerin davranışlarını ve zihinsel süreçlerini analiz ederek, toplumların nasıl organize olduğunu ve nasıl hareket ettiğini anlamaya çalışıyor. Eserde, bireyin kitle içindeki davranışlarının, normalde sahip olduğu düşünce ve duygulardan farklı olduğunu açıklamaya çalışıyor.
Kitap, kitle psikolojisinin ana ilkelerini açıklıyor ve kitlelerin davranışlarını etkileyen faktörleri inceleniyor. Le Bon'a göre, kitlelerin davranışları, içgüdülerin ve duyguların etkisi altında olur ve bu da mantıksal düşünceyi ve rasyonel kararları bastırır. Kitleler, bireylerin üzerinde güçlü bir etkiye sahip olan kolektif bilinçaltıyla hareket ederler.
Le Bon, kitlesel davranışları inceleyerek, kitle liderlerinin nasıl etki yarattığını ve kitleleri nasıl yönlendirdiklerini açıklıyor. Ona göre, kitleler genellikle karizmatik liderlerin etkisi altında toplanır ve liderin propaganda ve manipülasyonuyla hareket ederler. Bu, tarih boyunca birçok olayın ve devrimin nasıl gerçekleştiğini açıklamak için kullanılan bir teoridir.
Ancak Le Bon'un kitabı eleştiriye de maruz kalmıştır. Bazıları, eserin sadece korku ve kontrol üzerine odaklanarak karamsar bir bakış açısı sunduğunu iddia ederken, diğerleri ise kitlesel hareketlerin daha karmaşık dinamiklerini göz ardı ettiğini belirtirler. Ayrıca, kitabın bazı noktalarında genellemeler ve abartılar olduğu da eleştirilir.
Psikolojik kitleye dahil bireyler artık eylemlerinin farkında değildir. Kitlelerin coşkunluğu, hipnotize olmaktan daha şiddetli ve engel tanımaz bir durum arz eder. Bireyler artık kendisi olmadığı gibi, iradesinin rehberliğini de kaybettiği için bir tür otomata dönüşür. Diğer taraftan yalnızca organize kitleye dahil olan biri, medeniyet basamaklarından birkaç derece aşağı iner. Bu kişi belki kendi başına kültürlü biridir ama bir kitleye mensup olduktan sonra adeta bir barbara dönüşür. Artık ilkel varlıklardaki gibi içinden geldiği gibi davranma, vahşilik ve coşkunluk adı altında davranışlar gösterir. Kitlenin parçası olan birey, sahildeki bir kum tanesi gibidir. Rüzgar onu dilediği gibi savurur.
Eğer tanrı tanımazlık inancını onlara kabul ettirmek mümkün olsaydı, bu duygu dahi en şiddetli hoşgörmezlik ateşine sahip olur ve dıştan görünen şekilleriyle kısa zamanda bir tarikat durumuna gelirdi.
Siyasî meclisler. Dâhilerin şöhretlerini en az tanıttıran yerlerdir, orada zaman ve mekâna uygun zekâlar itibar görür ve vatana değil partilere hizmet değer kazanır.
Kitleler hiçbir zaman gerçeğe susamamıştır. Hoşlarına gitmeyen mantıksızlıklar karşısında, gerçekdışı eğer kendilerini çekerse, bunu ilahlaştırarak buna yönelmeyi daha üstün tutarlar.
İnsan, yalnız bir ilaha inandığından dolayı dindar değildir, ruhunun bütün güçlerini, iradesinin bütün itaatlerini, tutuculuğunun ateşlerini; bir davanın yahut duygu ve fiillerine rehber olmuş bir kimsenin hizmetine vakfettiği vakit, dindardır.
Dinleyenler üzerinde büyük bir etki yapmış olan bazı konuşmaların metninde görülen zayıflık insanı şaşırtır, fakat unutulur ki, bu nutuklar filozoflar tarafından okunmak için değil, kalabalıkları hareketlendirmek için, onları sürüklemek için hazırlanmıştır.