Kıvrımlar

Ali Akay

Kıvrımlar Sözleri ve Alıntıları

Kıvrımlar sözleri ve alıntılarını, Kıvrımlar kitap alıntılarını, Kıvrımlar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
filozof Gilles Deleuze Diyalog­lar (Bağlam 1990) adlı kitabında Nietzsche’nin bir lafını tekrar­lar: "Öyle görünüyor ki, sanatçı ve özellikle filozof bulunduğu ça­ğın içinde bir rastlantıdır... Onun ortaya çıktığı yerde hiç atlama­yan doğa, birden bire ileriye doğru sıçrar ve bu, neşenin sıçrama­sıdır"..
Hegel’in "filozoflarının olayları yorumlamaktan başka bir çaresi yoktur", önermesinin çok ötelerinde bir yere doğru eğilir Baudrillard; orada, artık, olayları önceden yaşaması ve erkene alması gereken bir kuramdan bahsetmektedir. Ve zaten oluş halindeki dünyayı betimlemektedir Baudrillard; olanı değil.
Reklam
.. sanat bir yaratma eylemidir. Yaratma ise bir direnme ey­lemidir; hayatın çizgilerini yakalama ve ifade etme biçimidir. De­mek ki, öncelikle sanatçı sanattan bir yaşam biçimi ortaya çıka­ran bir kişidir. Kavramsal bir kişidir: yarattığına adını da verir: Van Gogh sarısı.
Baudelaire, şöyle bitirir. "Peki neyi seversin öyleyse sen garip yabancı?" Ce­vap şudur: "Bulutları severim... işte şu... şu geçip giden bulutları.. eşsiz bulutları!" Kalıcı olmayan, geçmişe aileye ve belli bir toprağa dahil olmayan, sadece biçimlerinin bile belirlenemeye­ceği bulutlardır, bu, modernlik.
Mutlak Hakikat Yerine Perspektiflerin Çoğaltılması
Nietzsche, geleneksel hakikat nosyonunu terk ederken, Platon’dan beri hakimiyetini sürdüren bir kavramı ters yüz ederek, perspektivizmini onun yerine yerleştirir: Mutlak hakikat, bu du­rumda, yerini farklı perspektiflerden alımlanan bir hakikatler ilişkisine bırakır: Nietzsche’ye göre, "hakikat seyyar bir metafor­lar ordusudur" (s. 57). Nietzsche’nin anlayışına göre, yalnızca" şairler, sanatçılar olumsalık hakikatine takdir edebilecekler, fel­sefeciler ise, felsefeci olarak kalmaya, tek bir doğru yükleme lis­tesi, insanlık durumunun tek bir doğru betimi, hayatlarımızın tek bir evrensel bağlamı olduğunda ısrar etmeye mahkum" (s. 58) olacaklar; çünkü güçlü şairler, kelimeleri daha önce asla kulla­nılmadığı şekilde, "zamansız" kullananlardır.
İnsan, hayvandan gelmiştir, yasak (tabu) temel kopuşu ortaya koyar ve insan, hayvandan ayrılır; insan bu bakımdan doğanın tersidir, doğal bir varlık olmaktan çok kültürel bir varlıktır: "İn­san bu yasakların ve tabuların genel olarak müşahede edilmesiyle varolabilir, insan haline gelebilir ancak..
Reklam
Sünni müslümanların, tuhaf bir şekilde, kilisede dua etmeleri ve bu yolla Allah’a erişebileceği sanısı din adamla­rını ve Diyanet İşlerini meşgul eden bir konudur. Bu anlamda yüksek kodlar, normlar, alt kültürel kodları, normları kendi için­de eritip hegemonyası altına almaya tarih boyunca hep çalışmış­tır.