Kıyıda romananda aidiyet, kimlik öteki ve yuva sorununu, arka plana yedirdiği olay örgüsünü "şey"lerin dünyasından bakarak etkiyelici, özgün bir dille kuruyor Doğan Yarıcı. Akasyaların, çekiçlerin, motor seslerinin, kedilerin, minibüslerin, polislerin, yağ ve yosun kokularının, martıların, tezgahların, alçak pencerelerin,ışık havuzu kubbelerin, rengarenk balonların, bahçelerin, ateşin, asker tüfeklerinin, bavulların, sinemaların, düdük seslerinin,mezar taşlarının, vapurların, limon sandıklarının, meydanların, kristal avizelerin, sütbeyazı tenlerin, hastane odalarının, morsalkımların, al güllü mor menekşeli entarilerin, kan kokusunun dilinden bir kaçış ve arayış hikayesi... Bütün geçmişi yakılmış olan Kürt Alusi'nin;karınlarında işlemeli paslı kapılar, göğüslerinde dikkat köpek var tabelaları barındıran yüksek, aksak, kaynaşık bahçe duvarlarına baka baka kendi bilinmezliği içinden "kader" ine yürüyüşünü, konuşan bu şehrin içinde kendine bir kıyı buluşunu ve hala geçmişte yaşadığı için yeniliklere uyum sağlamakta güçlük çeken İstanbullu aristokrat Pembe Hanım'la kesişen hayatlarını anlatıyor Kıyıda...
