Şüphesiz, o erken tatsızlıkları, kıt tahminleri ve hayatın tuhafça acısız olan yoğunluğunu daha da acılı yapan algısını hatırlayabilsek, çocuklarımızın acılarını öyle geçiştirmezdik.
... bizim için kıymetli olan dış dünyanın bize kendi kişiliğimizin bir parçasıymış gibi geldiği, kendi varlığımız ve kendi organlarımızmış gibi kabullenip sevdiğimiz o doğduğumuz yerlerdeki rahatlık gibi bir huzur hissi başka hiçbir yerde elde edilemez.