Büyük bir hevesle okumayı beklediğim bir kitaptı. Onun Ünlü’nün kafasını çok sevdiğimden, yazı dilini olağanüstü bulduğumdan ötürü. Filmlerinden zaten bahsetmeyeceğim fakat filmleri ayrı, yazdıkları çok ayrı. Sanırım beklediğim gibi büyük bir etki bırakmadı bende. Dili hâlâ olağanüstü fakat aynı şeyi anlamamışızdır diye ısrarla defayen önümüze koyarak ilerlemesi bana biraz sıkıcı geldi. Keza tecevüz kelimesini çok sık kullandığı için artık normal bir şeyden bahsediyormuş hissi uyandırıyor baştan sona.
Konusuna gelince; etrafımızda olan biten her şeyi sarsıcı bir şekilde ele almış ve yokmuş gibi davranılan, görmezden gelinen gerçekleri can acıtıcı bir şekilde ortaya koymuş. Sokaktakilerin “kızçocuğu” diye adlandırdığı Ayşe’nin sarsıcı ve aslında çokça yaşanılan, gördüğümüz, duyduğumuz, bildiğimiz korkunç gerçeklerle dolu hayat hikayesini konu alıyor. Çok genç yaşında bu kadar kötülüğe maruz kalıp yine de yaşamayı seçen bir kadının öyküsünü okuyoruz. Etrafında “normal” -kime göre¿- diye nitelendirebileceğimiz kimse olmamasına rağmen Ayşe drama bağlamadan (hatta kitapta hiçbir duyguya yer yok) hayatını yaşamaya devam ediyor (yahut yaşamak için direniyor) .
Kitap içeriği bakımından kimilerine göre rahatsız edici olabilir. Zira, içinde uyuşturucu, seks, eşcinsel ilişki, dinî açıdan sorgulamalar (ve sorgulamaya teşvik ) gibi öğeler bulunuyor. Ve tabii ki en eğlenceli yanlarından biri -çokça sevdiğimiz- göndermeler.
Okunmayacak bir kitap elbette değil; beklentinizi büyük tutmadığınız sürece..