Buzdan bir saraydayız Joisneau, bir yansımalar labirentindeyiz! Onun için iyi bak. Her şeye bak. Çünkü bu aynaların birinde, belki de kör bir açıda, katili bulacaksın.
Bütün bölgemiz kirlendi, zehirlendi, ölüme mahkûm edildi! Her vadide, dağ yamacında, ormanda sanayi siteleri kuruldu, yer altı sularını, toprağı kirlettiler, soluduğumuz havayı zehirlediler...
Çok sevdiği birinin ölümünü öğrenmiş gibi, yaşlar gözkapaklarını yaktı. Daha bir kaç saat öncesine kadar bir çağlayan şiddetiyle sevdiği birinin. Kelimelerin ve yılların ötesinde. Zamanın ve boşluğun ötesinde.
...İşte bu yüzden, kan bağının kanı kirlettiği söylenir ya. Bu aslında sadece, yakın akraba olan bir çiftin paylaştıkları, ama farkında olmadıkları bir hastalığı çocuklarına geçirme ihtimalinin yüksek olduğunu belirtmek için söylenmiş bir deyim...
Bir cinayet işlendiğinde, çevredeki her şeyi bir ayna olarak görmek gerekir. Kurbanın cesedi, onu tanıyanlar, cinayet yeri... Bütün bunlar bir gerçeği, cinayetin belirli bir özelliğini yansıtırlar, anladın mı?
Yalnız biri. İçine kapanık. Hatta soğuk. Çok parlak biri. Baş döndürecek kadar iyi yetişmiş. Burada bir söylenti vardır... Kütüphanedeki bütün kitapları okumuş olduğu anlatılır.
İrisler tektir yani her insanın irisinin bir başka benzeri yoktur.İrisleri oluşturan binlerce lifçik,sadece bize özgü bir resim çizer. Genlerimiz tarafından biçimlendirilen, biyolojik bir marka.Îris en az parmak izi kadar özel bir damgadır.
Bir cinayette,herşey rol oynar.Bu konuda rastlantıdan söz edilemez, rastlantı sanılanlar, gereksiz ayrıntılardır.Her şey bir atom gibi işler, anladın mı?