ne eski bir tango melodisi, ne de siyah önlüklü bir mektepli kız resmi, hayır beni on sekiz yıl evvelki o tatlı hatıraları alemine atan, gazetede götürdüğüm iki satırlık, kupkuru, alalade bir kiralık ilanı oldu.
o anda pendik sahilleri birden gözümde canlanıverdi. o köşk...o köşkün bizim bahçeye bakan penceresi...ve o pencereden mahinur...sarı
Büyük gerçekler yeraltında zaman zaman kaybolan nehirlere benzerler. Bir müddet yeraltında görünmeden akar, günün birinde yine gürül gürül ortaya çıkarlar.
Suratı asık ihtiyarlara ve yoldan geçen somurtkan insanlara sokulup;
“Gülsenize, neşelensenize, bakın gök ne temiz, güneş ne parlak, hayat ne güzel” diye bağırmak istiyordum..