Bir insan, dayatılan normlar, değerler ve sorumluluklar karşısında birdenbire kendini kısıtlanmış hissettiği an ne yapar?
Aile babası ve banka memuru Friedrich Klein, bir miktar parayı zimmetine geçirdikten ve sahte belgeler hazırladıktan sonra trenle kaçar. Çaresizlikle ne yaptığını tam olarak bilmez ve dürtüsel olarak hareket eder. İtalya’nın küçük bir kasabasında derin arzular beslediği dansçı Teresina ile tanışıp yakınlaşmayı başarır. Klein, ailesini öldüren ve kendisini ona en yasak düşünceleriyle bağlı hissettiği bir okul öğretmeni olan Ernst August Wagner'in yaptığından oldukça etkilenmiştir. Güvenli ve rahat bir sosyal yaşamın tüm avantajlarını geride bıraksa da kimliğini bulma ve kendi iç benliğine göre yaşama çabaları boşunadır.
Roman, diğer ayrıntılardan neredeyse tamamen yoksun olsa da bu kitabı tanımlayan, Klein’ın psikolojisi ve acısı hakkındaki son derece ayrıntılı ve derin düşünceleridir. Hesse'nin betimlemeleri yoğun, bu yüzden ana karakterin içsel çatışmasını çok iyi anlayabilirsiniz. Her şeyi daha da ilginç kılan şey, Hesse'nin ikisi arasında çizdiği paralelliktir. Wagner, Klein’ın içinde bastırdığı tüm karanlık düşüncelerin ve arzuların adıdır.
İnsan psikolojisiyle ilgilenenlerin beğeneceğini ve etkileneceğini düşündüğüm çok başarılı bir eser.
